bir gün herhangi bir yerde bir kadına rastlarsınız. kadın yabancıdır... ama çok güzeldir, çok zeki, kültürlü, entellektüel ve kibardır. bir anda aşık olursunuz, hayatımın kadınını buldum deyip pat evlenme teklif eder, hoop alır getirirsiniz memlekete. o da sizi sevmiştir..
ilk zamanlar herşey mükemmeldir, mutluluktan uçuyorsunuzdur adeta, herkes size imrenerek bakar. fakat zaman geçtikçe sorunlar yavaş yavaş kendini gösterir. zira kadın çok varlıklı bir aileden gelmektedir. bütün hayatı büyük malikanelerde, hizmetçiler, uşaklar eşliğinde ve lüks içinde geçmişken, sizin ona sunduğunuz mütevazi bir ev ve kısıtlı imkanlar ve tabi ki kültürel farklardan dolayı huzursuzluklar başlar. herşeye rağmen kadın iyi niyetlidir, alışmaya çalışır bu yeni hayata, elinden geleni yapar, mümkün olduğunca çabalar işleri düzeltmek için, ama bir türlü başaramaz. her geçen gün ikisine de mutsuzluktan başka birşey getirmez olur artık ve sonunda oturup medeni bir şekilde ayrılmaya karar verirler ve ayrılırlar.
kadın hala çok güzel, çok kibar, çok çekicidir. adam hala sevmektedir ve hiç pişman değildir onunla evlendiğine. ama olmamıştır, yürümemiştir bir türlü ve birbirlerinden geriye buruk bir tebessüm kalmıştır sadece ve bir de dillerde son bir "güle güle"