insanın ıssız yalnızlığını izledim filmde. engin iç dünyamızın aslında çok iyi bir savunma iç güdüsüne sahip olduğunu gördüm. sevdiği kadına karşı can arkadaşını tercih eden, kendi mutluluğunu kankasının mutlululuğuna değişmeyen, bencil davranmayan, yüce bir ılgaz izledim filmde. abisinin bütün gazlamalarına ve telkinlerine rağmen sevgisini içine gömen aşkından kudurduğu halde direk yüzüne seni sevmiyorum diyebilme cesaretine kaçımız sahip. harun abi de haklıydı elbet. bari ikimizden biri mutlu olsun telaşındaydı. ne demişti"aşkın şakası olmaz aybige" (Ah Mümtaz Taylan mahvettin beni, haşat oldum ağlamaktan)
aybige... doyumsuz insanların ilgi manyaklığını tasvir etti bize. baba sevgisizliğini başka insanların ilgileriyle kapatmaya çalışan kararsız varlıkların yaşadığı dramları gösterdi...
çoğu kişi hayalkırıklığı yaşadı beğenmediler filmi. halbuki o film bir aynaydı. kendilerini, hezeyanlarını, pişmanlıklarını gördüler çünkü orada... çoğunu pışpışlamadı pohpohlamadı. çıplak gösterdi. neyse o'ydu çünkü...
melih kibarın son tınısıymış adını sen koy...
filmin adı şekli niteliği ve niceliği size kalmış...