"hayat beni unutsa da, sen unutma.
adımı unutacak kadar kaybettim kendimi."
bazen bir veda cümlesi, bazen bir yalnızlık şarkısı. bazense dudaklardan dökülen son buse olarak kalan tek serzeniş.
peki, ne konuşuyor bu insanlar?
hepsi farklı bir hayatı yaşarlar dünya'nın satranç tahtasında. tek fark var. bu satranç tahtasının her bir karesine eşit piyon düşmüyor sadece. aslında tıpkı gökteki yıldızlar gibi. birbirlerine asla kavuşamazlar mesela. halbuki aralarında bir adımlık gibi kısa bir mesafe varken, onlar bu mesafeyi her zaman uçurumlar kadar uzak görürler.
ucuz, basit ve sıradan bir hayat için koşuştururlar son sürat monotonluğa. ve onları uzaktan seyreden kuşlar, gördüklerinde kaçmayacaklardır gölgelerinden. çünkü onlar da artık sıradan bir hayatı yaşamaya mahkum kuşlardan farksız olacaklardır...