yabancı dizi izlediği için kendisini türk dizisi seyreden kişiden üstün gören, salak tiptir. yabancı dizi izlemesine bir lafım yok, türk dizisi izlememesine de. hatta türk dizilerine laf etmeye kalkarsa da yapacağım birşey yok. nedenlerini gösteriyorsa (90 dakika sürmesi, genellikle konularının aynı ağlak sahneler üzerinden dönmesi, mankenden bozma oyuncular vs vs) zaten kraldır o. ama kalkıp da zileyene laf ediyorsa burda iş ayıba giriyor. kendini, türk dizisi izleyen birinden üstün, daha kültürlü görmek niyedir hiç anlamıyorum.
ezel, aşk-ı memnu, hanımın çiftliği gibi dizilerin başlığına yazan yazarların birçoğu zamanında lost'u prison break'i de takip etmiştir. dexter, house, the big bang theory, two and a half man, leverage vb dizilerden bir tanesini falan takip ediyordur büyük ihtimalle. ama her zaman yabancıların oyunculuklarına tav olmak kesmiyordur bu adamları. haluk bilginer'in oyunculuğuna niye hayran olamasın bir adam? onun sahnelerine niye hayran kalamasın? selçuk yöntem kadar kaliteli bir oyuncu kimseyi etkileyemez mi dizi seçiminde? engin alkan güldüremez mi türk insanını, kendinden esprilerle? "türk dizilerinde paso mankenden bozma oyuncu kullanıyorlar, oyunculuk sıfır" gibi bir genelleme ali sunal ve barış falay'a hakaret etmek değil midir?
"türk dizilerinin senaryoları hep aynı dramlar etrafında dönüyor, orijinallik yok" diyebilirsiniz. cidden hikayeler de orijinallik yok. ama en yakın örnek ezel'e bakarsanız dönüp dolaşıp aynı drama bağlanma durumu yok. iki sezon arasındaki hikaye 180 derece farklı zaten. zaten genellemeleri sevmem (yaparım ama sevmem), bir de yanlışlarını düşününce sinir oluyor insan.
"sana ne amk, millet ne izliyorsa izlesin" diyorsanız kimsenin dizi seçimine laf ettiğim yok. başkasının seçimlerine dil uzatan salakları eleştiriyorum ben burada. sanki milletvekili seçiminde milletin yüz karalarını seçiyormuşuz gibi bir tutum takınmasınlar türk dizisi izleyenlere karşı.
