"güzel kardeşim... gel sana bu hayatta harcadığın, daha bir elin parmağının sayısını geçmeyen yaşına kadar öğrenemediklerinden bahsedeyim. gel sana yürümek, yemek yemek, konuşmak ve sevgi dolu insan ilişkileri gibi en başta öğrenmen gereken, ancak ailenin tutumu sayesinde ne yazık ki mahrum kaldığın atatürk'ten bahsedeyim...
öncelikle belli ki dinine bağlı bir ailenin çocuğusun. gel en baştan din konusunu konuşalım.
din konusunda bu güne kadar dualar, namaz niyaz, allah'ın büyüklüğü, peygamberimiz * , islamın 5 şartı, 3 büyük savaşı, mekke-medine dışında pek birşey öğrenmemişsin belli. bir de atatürk'ün din düşmanı olduğu...
sen biliyormusun ki bundan çoook uzun zaman önce atatürk diyanet işleri başkanlığını kurdurtmuştur ve bu başkanlık çabalarıyla Kur'an ve meali kitabı basımı için T.B.M.M'nden karar çıkartılmıştır. basılan kitap ücretsiz olarak ülkenin birçok yerine dağıtılmıştır. sırf ki senin ailen gibi din konusunda cahil kimseler kalmasın diye...
sen biliyormusun ki kurtuluş savaşı'ndan çıkmış türk milletinin halini? yoktan var edilen türkiye cumhuriyetini... sen biliyormusun o zamanki halkın atatürk'ü nasıl sevdiğini, o'nun bir sözüyle yeniden savaşın içine girmeyi bile göze alabileceklerini.ve o denli büyük bir iktidara sahipken, bir sözüyle koca bir milleti ardından sürükleyebilecekken eğer din düşmanı olsaydı bu ülkede din adına hiç birşey bırakmayabileceğini. yanlış anlama ama. onun kesinlikle böyle bir amacı yoktu. aksine, o milletinin dinini doğru düzgün yaşayabilmesi için herşeyi yaptı.
din ve devlet işlerini birbirinden ayırdı dini kullananlar olmasın, iktidar için insanların din kadar saf inançları sömürülmesin diye. dinin kutsiyetini korumak adına yaptı ama bunu.dini ikinci plana atmak için değil. dini silmek için değil. herkes katkısız yaşasın, sek yaşasın, olması gerektiği gibi hiç bir etki altında kalmadan, kalpten yaşasın diye.
ailen ne düşünüyor bilmiyorum ama, dünya nüfusunun % 99.9 u senin yaşında bir kıza bir kadın gözüyle bakmaz küçük. o yüzden erkeklerin kötü emelli düşüncelerinden korunmak için, namusu korumak için takıldığı söylenen başörtüsü senin için gereksiz güzelim. sen uçurtmanı uçur ve o uçurtmanı uçuran rüzgar saçlarını da savursun, saflığından, temizliğinden, güzelliğinden hiç birşey kaybetmessin sen.
ailen nasıl anlattı bilmiyorum ama, insanlara taş atmak, mevcut düzeni böyle çirkefçe değiştirmeye çalışmak çok ayıp güzelim. sen sakın yapma bunları tamam mı? dinimizde de böyle vahşete hiç yer yok. bizim dinimiz hoşgörü dini güzelim. böyle sertliğe yer yok.
güzelim en basitinden senin annen 'okuma hakkını' savunabiliyorsa, bu hakkı ona veren, sana veren Atatürktür.
eğer şuan tartışabildiğimiz bir dinimiz varsa, ve biz eğer bu dinin gereklerini sorgulayabiliyorsak, bunun nedeni atatürktür.
ve atatürk'ün yaptığı herşey, bugün bizi oturup bu sorunları konuşacak duruma getirecek insanların iktidara geleceğini öngörerek mümkün olduğunca onların ellerini bağlamak içindir.
ailen tarafından daha çok doldurulmayıp, o temiz aklını bu yaşlarda sadece oyunlarına vermen ve ileri de kendi kararlarını kendin verebilecek duruma geldiğinde en doğrusunu bulman dileğiyle."
diye cevap vermek istediğim kızdır.
