--spoiler--
evet sanırım pratikte işe yaramayacak olsa da "an entry to end all entries" gibi bir şeye ihtiyacımız var, uğraşalım bakalım:
1. öncelikle harf devriminin nasıl yapıldığına değil, bu "bağların kopması" olayına değinmek istiyoruz başından beri ama siz sanıyorsunuz ki arap alfabesinden başka bir şey öğrenmeyelime çıkarıyorsunuz. hayır efendim, biz niye faşizm gibi kendine düşman arayarak bir şeyleri (şey bile arapça vay anasını) yerine oturtmaya çalışmışız? bunu sormuyoruz... arap alfabesi de, latin alfabesi de elbet öğrenilir, hem de çok kolay öğrenilir. yüzde 70 i atatürk olan ilkokul müfredatına bunlar da koyulur, bugün bütün japon-çin-arap okulları iki alfabeyi de okuyan bireyler yetiştiriyor.
2. arap alfabesi-latin alfabesini türkçe-arapça karmaşasına getirmeyin. türk alfabesi denen bir şeyin de orta asyada kaldığını unutmayınız. bu halde bizim göktürk alfabesine mi dönmemiz gerekiyordu? mazisi bile iki taşlık olan zavallı bir alfabeye...
3. okul sayısının az olması, yani okula gidenin az olmasının bir sonucunu arap alfabesine bağlama yalanına kanmayın. sanki arap alfabesiyle başlayan 10 öğrenciden 9 u bu alfabe zor diye öğrenemeyip eğitimini bırakıyordu da bu suç arap alfabesinin oldu. hiç kusura bakmayın, atatürk öldüğünde okuma yazma oranı eskisinden çok da farklı değildi, isteyen istatistiklere baksın, ben bakmıştım oradan biliyorum.
4. arap alfabesinin kaldırılmasının eskiyle bağların koparılması amacıyla olduğunu gururla söyleyen zevata da istanbul'un fethi gibi eskiye ait şeylerle gurur duymamalarını şiddetle tavsiye etmekteyim, madem bağlarımız kopacak adam gibi koparalım. camileri de kiliseye çevirelim, dinimizi de değiştirelim öyle mi?
5. arap harflerini kullanarak yazmak arapçayı öğreniyorsunuz anlamına gelmez. ilkokulu bitirdiğimizde w,q vb harfleri öğrenince ingilizce mi öğreniyor hale geliyoruz? ayrıca şu an suudiler arasında ingilizce bilen oranı da bizden fazlaysa tezlerinizi biraz gözden geçirmeniz gerekiyor.
6. arap harflerinin yanında modifiye edilmiş ve türkçe seslere tekabül eden harflerden de bihabersiniz, bu kesin. o yüzden türk dilyapısına uymuyor da demeyiniz arap alfabesi için, güleriz. (tabi, ş harfi latincede vardı, zaten latinler de türktü)
sonunda size söylemek istediğimiz şu, biz eskiyle bağlarımız kopsun istemiyoruz, çünkü ezik bir tarihimiz yok, ki olsa bile bizde o midesizlik yoktur. biz hem arap alfabesini seçmeli de olsa öğrenebilirdik diyoruz, harf "devrimine" ihtiyacımız olduğunu da düşünmüyoruz. kökü mazide olan atiler olarak da maziden ders almak dururken mazisi 2000 yıl önceki kurt hikayeleriyle sınırlı kalmayacak kişiler olamayacağımızı ifade etmeye çalışıyoruz.
bütün bunların yanında latin alfabesini de çok iyi kullanıyoruz, on parmak falan yazıyoruz, bayılıyoruz buna!
1. arap alfabesinin, latin alfabesi ile kolaylık derecesi oranında karşılaştırılması bile ilginçtir. günümüzde; nedense, her ne hikmetse, türkçenin bütün şiveleri, latin alfabesinde yazılmaktadır. insanlar, türk dil kurumunda* onlarca kişinin, çalışmasıyla aldıkları kararı, bugün hiçbir inceleme, akademik çalışma yapmadan, tek başlarına alabilmektedirler.
2. buna, arap alfabesinin, dönem itibariyle yalnızca müslüman devletlerin kullandığı bir alfabe olduğunu, ve alfabe seçilirken diğer ülkelerle ilişkilere uygun olarak seçildiğini belirterek katılmaktayım
3. bu maddeye da katılmaktayım.
4. bunu anlamak için, demagoji yapmadan, neden istanbul'un başkent seçilmediğine bakarak anlayabilirsiniz. yeni kurulan bir devlet, eski devletin devamı olarak görülmek istenmemiştir.
5. şu an arap alfabesini kullanarak türkçe yazmanın gereğini, lütfen bir insanoğlu bana açıklayabilir mi? o halde, neden japon alfabesini, ya da çin alfabesini değil de arap alfabesini seçiyoruz? özel bir ilgi mi duyuyoruz milletçe araplara?
6.
--spoiler--
Dönemin Maarif Vekili Mustafa Necati Beyin çalışmaları ile 26 Haziran 1928'de bir Dil Encümeni kuruluyor. Bakanlar Kurulu kararı ile 26 Haziran 1928 tarihinde resmen çalışmaya başlayan Dil Encümeninde Falih Rıfkı Atay, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Ruşen Eşref Ünaydın, Ahmet Cevat Emre, Ragıp Hulûsi Özdem, Fazıl Ahmet Aykaç, Mehmet Emin Erişirgil, ihsan Sungu Beyler bulunmaktaydı. Bu Encümen Latin alfabesi temelinde fakat her yönü ile Türkçenin ses yapısına uygun bir millî Türk alfabesi hazırlama görevini yüklenmiş bulunuyordu. Kısacası tarihsel bir gelişim söz konusu.
--spoiler--
buyrun şüklü haluk akalın'dan, tdk başkanından, bir akademisyenden bir görüş. sizin de akademik görüşlerinizi beklerim.
7. sanılıyor ki; bir günde alfabe silindi, herkes cahil kaldı. konuyla gerçekten ilgilenen bir kişi, mustafa kemal atatürk'ün bile, notlarını uzun süre arapça olarak yazdığını görecektir.