mecidiköy'den metrobüse binilir. en arkada bulunan boş yere hemen oturulur, yanına genç bir kadın yaklaşır merter'den geçip geçmediğini sorar; uyudum buyudum o kadar emindir ki kendinden metrobüsün kesintisiz avcılar'a gidildiği zannedilmektedir, tabi ki der. arkada uyudum buyudum, yanında adres soran abla, hemen arkalarında da yol iz bilmeyen iki yaşlı teyze bu dörtlüyle metrobüs gayet kalabalık, mutlu mesut ilerlemektedirler.
bir durakta bütün yolcular inmeye başlar.uyudum buyudum o kadar dalgındır ki gözü hiçbir şeyi görmemektedir. yandaki abla tedirgin tedirgin bakar. metrobüs edirnekapı'ya gelmiştir son duraktır o güzergah için. teyzeler çoktan kırk yıllık muhabbet içindelerdir onlar sadece birbirlerini görüyor zaten. neyse herkes iner en arkada olunduğu için şoför de farketmez bu dörtlüğü. uyudum buyudum kendi içinde bir yerlerde kalmıştır nerede olduğunun farkında değil daha. sonra garip yollara girilir, metrobüs edirnekapı garajına gelmiştir.
abla bağırır 'nesin sen ya nereye getirdin beni!!'.