Yaklasik 20 sene once derbi maclarda stadin ikiye bolundugu, kapismanin bol oldugu zamanlarda kendi semtlerindeki kapali tribunu kaptirmak istemeyen bir grup harbi Besiktasli gencin orgutlenip kurdugu topluluktur. bu topluluk daha sonra buyuyup carsi adini almis ve pek cok kapismadan galip cikarak derbi maclarda kapaliya tek basina hakim olmuslardir. kapitalistlerin istahini kabartan gunumuz futbolunda fener seyircisinin hazmettigi gibi kale arkasina atilmayi hazmedememis ve ugruna zamaninda kafa goz yardiklari kapali tribunu tekrar geri almislardir. zira kapali onemlidir cunku kale arkasinda 20000 tane eleman kicini yirtip bagirsa kapalidan 5000 kisinin cikardigi ses her zaman macta daha etkili olur. gs'nin bir kac sene once italyada'ki ultras tribununden yuruttukleri adla kapalida yuvalanan taraftarciklari saymazsak, dunyada olusumu kapali tribunde olan ve bu yuzden de korkutucu olan belki de tek gruptur.
"çarşi kapalının ortasında sıralanan bir gurup değildir. çarşi bir ruhtur. çarşi, new yorkda metro trenine yazılmış siyah beyaz bir grafitidir, prag'da duvara yazılmış bir yazıdır, erzincan'da bir dağın yamacına yazılmış sevgidir, adana'da bir rengi bozuk derneğinin duvarlarına boyanmış siyah'la beyazdır, galatasaray lisesi duvarına yazılmış "çarşi ulan" işaretidir. bir tiyatro sahnesinde hiç bir dekora uymadan sırtında taşınan kutsal beşiktaş formasındadır çarşi. zonguldak'ta maden göçüğünden çıkarıldığında ilk nefesle sorulan "maç kaç kaç?" sorusundadır
çarşi. hakeme kızdığında "satanist hakem" diye bağırıp gündemi takip edenlerdir. atatürke dil uzatan dönemin milletvekili hasan mezarcı'ya "hasan mezarcı'ya kafam girsin" diyen tezahüratıyla cumhuriyet'in kemalist çizgisindeki duruşunun ödünsüz sesidir. ezik civcivler'in yalakalıklarına "tek adam, atam" yada "bir pankartta
verhaugene aç avrupa şampiyonu ol fener" diyen zekadır. beşiktaş aşkını
pankartlarda "başka boyutların tanrısı" diye ifade eden kalpdir. ceza'sı gereği boş kalmış tribünlere "ruhumuz yeter" yazan yüreklerdir. kaşınanı tesislerinde ziyaret eden yada ellerine verdikleri "cobarde gallina ortega (korkak tavuk ortega)" pankartıyla maymun edenlerdir. "erkek adam renkli takım tutmaz" deyip alemi dut yemiş bülbüle çevirenlerdir. "işıklar söndüğü zaman tüm fenerliler güzeldir" pankartıyla herkesi güldürenlerdir. "bizim taraftarımız daha fazla" diye böbürlenenlere "en fazla sinek'de bokun üzerinde olur" cevabını yapıştıranlardır. futbolcusuna kızdığında "aşkımız renklere sizlere değil" diyen renk aşkıdır. 2 km bayrak yapıp dünya rekoru kıran sevgidir, o bayrağın en arkasında hiç bırakmadan duran 72 yaşındaki teyzedir. dünkü bükreş maçında televizyonların gösterdiği, o soğukta, ayakta boynunda siyah beyaz kaşkoluyla titreyerek karakartallarini seyreden nine'dir. tribünde bir doktordur, işçidir, iş adamıdır, okuma yazma bilmeyen bir sokak çocuğudur, profesördür. omuz omuza zıplayıp "beşiktaşım benim biricik sevgilim" diye gözünde yaş gırtlağını yırtan solcusudur, sağcısıdır, ateistidir, hacısıdır, müslümanıdır, ermenisidir, yahudisidir, hıristiyanıdır. irak işgalinden önce savaşa karşı duran yurtseverlerin yanındaki ruhtur. mitinglerde "beşiktaşliyiz, savaşa karşiyiz" tezahüratlarında, tribün'de "savaşa hayir", "amerikan şahinlerine karşı karakartallar" pankartlarıyla tepkisini koyandır. bir f16 burnuna yapılmış kartaldır. çarşinın "a" sını anarşinin "a"sıyla yazan güce tapmayan isyankarlıktır. "siyah beyaz ölüm yaşam" diyen felsefedir. holiganlığı
kahpelik, delikanlılığıda hayat felsefesi olarak benimseyenlerdir. sevinmek için sevmeyendir, inadına inançla bağlı olandır. nazım hikmet'in "aslolan hayattir" ına tribünlerin hacı babasıyla "hayatta beşiktaş" diye ölümsüzleştirenlerdir. "çarşi, Mustafa Kemal hariç herkese, hatta kendine de karşi" diyen aykırılıktır. tribüne boydan boya "ölüm ne zaman ve nereden gelirse gelsin; mezarıma siyah beyaz güller atılacaksa, mezar taşıma beşiktaş yazılacaksa, böyle ölüm hoş gelsin sefa gelsin..." yazan ölümsüz sevgidir. çarşi ruhu beşiktaşinin uslanmaz asi ruhudur, Beşiktaşini taparcasına seven çılgın aşığıdır.