öncelikle lise 2 deki bölüm seçimiyle başlayan olaydır. lise 2 de bölümler seçilirken istediğiniz değil de daha popüler meslekleri seçebileceğiniz bölüme geçmeye zorlanmakla başlar bu işler."la mal senin fizik kimya iyi aq. seçsene fen. mühendis olursun" şeklinde inceden baskılara maruz kalınır. evden gelen "doktor olabileceğin bir bölüm seç " serzenişleri de cabasıdır.
sonrasında öss gelir . 3 saatlik bir sınavla hayatınızın kararını vermeniz beklenir.iyi ya da kötü bir bölüme girersiniz. okul süresince lan istediğim meslek değil ama ingilizcedir, bilgisyardır, sertifikalardır bir şekilde kendimi geliştirir iyi bir mezun olursam iyi bir hayat sürebilirim diye avutursunuz kendinizi.
okul biter karşınıza iş problemi çıkar. iş bulmak kolay mıdır sanki? her taraf en az 2 yıl deneyimli eleman aramaktadır. etrafta yeni mezun arayan herhangi birisini göremezsiniz. neyse dersiniz. en azından tecrübe olsun diye sıradan bir işe girersiniz. bir iki sene sonra daha kurumsal bir yere girebilirim hayali oluşur. 2 yıl geçer ama etrafta iş yoktur. ya torpil gerekir ya da bir gruba yakın olmak.
aradan zaman geçer bir bakarsınız yıllar geçmiş elde var sıfır. o hayallerdeki hayat yoktur. neyse skmişim dersiniz. buna da şükür. açarsınız televizyonu dizileri izler hayalinizdeki hayatı en azından izlersiniz.