ruhumu ateşe atmayacağım dese de çevresineki ateşlerden kurtulamayarak yanacak olandır. iki aşk arasında kalmak, dikenli telleri kesip atamamak, ne yapacağını bilememek, şaşkın bir biçimde etrafında yaşanan -kendisinin yaşattığı- aşklara garip bir ifadeyle bakmaktır.
aslında yapmamak istediği şeyi yapmak ve olmamak istediği kişi olmaktır. tek bir ateşin acısıyla yanarken ikinci acıyı yanına çağırmaktır.
kendi kişiliğinden ödün vermek ve kimseye kötü davranamamaktır...
susmak çoğu zaman izlemektir ateşleri. o alevlerin ne derecesinin yakıcı olabileceği konusunda kendi kendisiyle iddiaya girmektir. kendi kendine konuşmaktır bazen, kendine kızmak, kendinden yola çıkarak onu sarmalayan ateş çemberine sinirlenmektir iki aşk arasında kalmak.
birinin sesi birinin nefesidir belki yüreğinizde duran ama siz gerçekte hiçbiriyle değilsinizdir. ateşe hem bu kadar yakın hem bu kadar uzak bir yerde duran yaptıklarından utanan bir izleyici.
tamam dediği hiçbir şey tamam olmayan, kaçak bir savaşın üçüncü kahramanısınızdır. ateşin arasından geçemeyecek kadar sıcaklığa alışmış bir sanrısınızdır.