yaralı bayramlar geçti
mevsimler, bütün anlamlarıyla
yüreğin koyu yerinde birikenler
kendi takvimleriyle gelip geçtiler
gelip geçti $ehirler ve ölüler
unutmadık
topraktan çobanyıldızına değin
her yer
her $ey
mümkündü Nazım kadar co$kulu Aragon kadar a$ık Lorca kadar yaralıydık
unutmadık
Orada bir coğrafya yağmalanıyor
Orada gazetelerin ofset baskısı
Orada yeniden yazılıyor 835 satır
ve umudunu kaybetmeyen $ehirler
gökyüzünün karanlık kefeniyle örttük
yıldızların delik de$ik ettiği ölülerinizi
adsız ölülerinizi
adları bir coğrafya ile yan yana yazılan
gövdelerinizi unuttuk, unutmadık hiçbirinizi
sava$lar ve pazarlar çağıydı
aynı silahlardı kullandığımız
aynı çar$ılar aynı kandı
sevgiye ve kur$una açılmayan yüreklerden geçtik
pusu yataklarından, dağılmı$ bahçelerden
viran tarihten
uykuları çevik, namlularını oğulları gibi seven
çocuklar gibi küsüp
kırda gelincikler gibi gülümseyen
müsademe çocuklarını gördük
geçip gidiyorlardı
tarihin en uzun gecesinden
pazarlarda aynı kan
aynı paranın deği$ tokuşunda
karanlık çar$ılar
aynı kanlı tarih her defasında
bir biz kaldık bu kadar içindeyken hayatın
ölüme yakın duran
bir de on binlerin korosunda haykıran
intifada intifada intifada
iki güzelliğimiz vardı bizim
ufkumuzdan inen
ve bir daha geri dönmeyen iki güzelliğimiz
birini kur$unlar, ötekini ofset baskılı resimler aldı otuz üç kur$un sıkıldı her birimize
kutuplar kadar uzak, baba ocağı kadar yakın
doğunun gündüz ve gecelerinde
otuz üç yıldız
hala ı$ığını gönderiyor bize
birkaç çakmakta$ı cebimde gezdirdiğim
birkaç karanfil
yol için ipek, uyku için maya
kalbiniz için
kara bir yemin gibi çırılçıplak
kelimeler getirdim
kaybolmu$ yüzyılların vatanında
ölümün erken takibe aldığı çocuklar
dağlarda değilim sizinle birlik
yalnızca mataranıza su vermeye geldim Nazım kadar co$kulu Aragon kadar a$ık Lorca kadar yaralı
serap ile hakikat arası
çağın a$amadığı uçurumlarda
gider gelirim gider gelirim
efsanelerin çe$itlendiği yol ağızlarındaki büyük kama$ma
anda gizlenen zaman
ate$in avesta dili
bitkiler, otlar, kökler
dağkanmı$ dil, narın rengi
on binlerin dönü$ünü uğuldarken
doğunun yeni defteri
topraktan çobanyıldızına değin
her yer her $ey karanlık bir pusuda
yazının, tekerleğin, tarihin
ilk çocuklarından
ey büyük mezopotamya
iki bin yıllık gece
dön geri bak
karde$lerim ölüyor kalbimin doğusunda