Parlak yıldız, keşke ben de senin gibi sabit (kararlı /değişmez) olsaydım,
yalnız ihtişam içinde değil, geceleyin havada asılı
ve izleseydim, sonsuz göz kapakları ile
doğa'nın dayanıklı- uykusuz Eremite'i gibi (münzevi)
Hareketli sular, onların saf abdest (takdis) ile görevli papazı gibi
dünyanın insan kıylarının etrafını sarar
ya da yeni düşmüş-yumuşak maskesine bakar
dağlar ve kırlar üzerindeki karın
Hayır -hala sadık (sabit) ve hala değişmez
benim sadık aşkımın olgunlaşan memesinin üzerindeki yastık
sonsuza dek yumuşakça şişmesi ve düşmesini hissetmek için
tatlı bir huzursuzluk içinde uyanık
yine de hala onun yumuşak nefes alışını duymak
ve böylece yaşamak- yoksa (ya da) ölmeye bayılmak (yatmak)...