içerisinde materyalizm barındıran bütün ideolojilerde az ya da çok bulunan ve bence temellerini comte'un kurduğu pozitivizm akımından alan sistemdir.
sap ile samanı ayırt etmek lazımdır. sosyal darwinizm ile klasik darwinizmi bir potada eriterek birleştirmek, herşeyden önce farklı kulvarlardan beslenmiş bu iki düşünceyi yarım yamalak anlamaktan geçer. klasik darwinizm türlerin kökeni ve evrimleşmesiyle ilgilenir. ortak gen ve ata haritaları çıkarır. sosyal darwinizm, özellikle de 19. yy'da fizik biliminde herşeyin temelinde maddenin olduğunu iddia ettiği ve herşeyin bu mekanik kanunlar çerçevesinde ilerlediğini söylediği için materyalist ve pozitivist çizgilerde kalınlaşmalar getirmiştir. fizikteki bu gelişmeler de aklın serbest bırakıldığında herşeyin doğrusunu bulacağına inanıyordu. ve bu bağlamda spancer'ın biyolojik tekamül teorisi de bilhassa avrupa'nın sosyal darwinci, materyalist ve rasyonelist itici gücüydü.
insanın maymundan geldiğini iddia etmek aslında savundukları fikirlere de zarar veren darwinist gayretkeşlerin icraatıdır. insan ve maymunun evrim teorisindeki yeri "ortak atadan türedikleri" ve "benzer genler taşıdıkları" fikridir. kelimeler hassastır, en ufak değişiklikte farklı sonuçlara götürür. şahsen insanın farklı bir canlı türü olduğunu ve hiçbir üst familyadan atalarının olduğuna inanmıyorum, lakin bu evrim teorisini külliyen kaldırıp atmak anlamına gelmiyor. teorinin protein yapıları üzerinden biyolojiye sunduğu katkıyı yadırgayamayız.
gelelim sosyal darwinizme
sosyal darwinizmin en belirgin olduğu çağ aslında yakın çağ, ve eğer 2000'li yıllara milenyum çağı denecekse -ki bu isim mitsel bir yahudi sembolüdür, milenyum çağıdır. temelinde büyük balık küçük balığı yutar prensibi yatar. fransız ihtilali sonrası şekillenen dünyada, ulusları bilim-inanç çerçevesi içerisinde seküler bir yapı yakalayamayanların yok olacağı şeklinde öngörür. eksik ırk'tan ziyade, adaptasyon sağlayamamış ulus ya da ırkların yok olacağına inanır. tabi buradaki adaptasyon "yeni dünya düzeni" yani bilimin önderliğindeki hani şu abd dolarlarında yazan "novus ordo seclorum" düzenidir. avrupa, bu düzeni son derece içselleştirip bugünkü seviyesine ulaşmıştır.
işte ittihad terakki'nin devlet kurmadaki itkisi de bu sosyal darwinizm korkusuydu. rönesans ve aydınlanma sonrası terakki merdivenlerini hızla tırmanan avrupa'ya nazaran olduğu yerde sayan osmanlı'nın büyük balığın küçük balığı yutması fikrince yok olmasını engellemek adına giriştiği bir pozitivist akımdır jöntürk akımı. hatta atatürk'ün vecizelerine dahi konu olmuştur: