grand ekinoks

entry723 galeri video1
    666.
  1. (bkz: mehmet ali erbil/#9578789) şeklinde, ''ucuz tez'' pazarında 2 tane alana 5 tanesi bedava verilen, derin ve ince ayrıntılarla dolu bir değerlendirme yapmış!!, ezopun herhangi bir masalında bile yeredinemeyecek siyah-beyaz yazıcı. ucuz tez ve entelektüel bilgi, haberi olsun diye yazıyorum, çelişki budur.

    sözkonusu entryi yazdıktan sonra, ismail türüt ya da ozan arif gibi üst müzisyen sınıfından bir ultra sanatçının fon müziği yaptığı, elinde bir kadeh kaliteli konyak ile ayna karşısına geçip; mum söndü ile alevilik arasında ne kadar farklı ayrıntılarla döşeli bir analiz yaptım, entelektüel bilgi birikimimi ne güzelde aktardım, bu entryi okuyan sözlükteki diğer tosundaşcıklarımın gözünde yüceliğim artmıştır kesin... şeklinde bir sahnenin yaşanmasına olanak verdimi bilmiyorum, ama bence en az bunun kadar haz verici bir ruh hali içinde olduğunu tahmin ediyorum.

    ''at,avrat,silah'' mottosunu kendi mezhebine, '' ana,bacı,kardeş, her türlü gideri var'' mottosunu alevi mezhebine biçmiş bir statüko anlayışının hüküm sürdüğü bir iklimde yetişen bir adamın ''mum söndü'' denilince, alevilerin kastedildiğini anlayamaması için heralde sığır olması gerekir diye düşünüyorum.

    eleman entryi yazarken totoloji, de facto gibi kavramlardan bi haber bir şekilde yazıp boyamış, ve adınada çelişki demiş, ah parmenides, gelde gör senin doğaya armağanın olan çelişki kavramı ne hallere düşmüş, gelirken aristotelesede haber ver, mantığında mına koyuyorlar, gelsin o da görsün. sonra kıbrısşlı zenonuda getirin yanınızda hukuk terminolojisinin ırzına geçilmekte.

    sen yüzyıllar boyunca bir mezhebi ötekileştirmeye çalış, katliamlarla, iftiralarla yola getirmeye ve tek tipleştirmeye yelten, sonrada bu iftiralar hiç atılmamış gibi ortaya çıkıp, ''hamamda yaşlı kadınlar nasıl bayılırlar'' sorusuna cevap verir gibi dansözlük yap. yüzyıllar boyunca çocuklarını'' alevilerin yemekleri yenmez, bunlar ana bacı dinlemezler, 3 ayda bir yıkanırlar'' şeklinde şerefsizce ithamlarla örülü bir bilincin tesiri altında yetiştir, bu bilincin tesiri altında bilinç yıkımına ve ehlileştirmesine maruz bırakılan çocuk büyüsün evlensin , yine aynı bilinci klendi çocuğuna aşılasın ve bu bir zincirleme reaksiyon şeklinde kalıtımsal miras gibi kuşaktan kuşağa geçsin, ve en sonundada '' arkadaşım madem böyle bir ritüel yok, neden galyana geliyorsunuz'' de, bu bilinçe maruz bırakılan bir adam mum söndü dendiğinde onun ne anlama geldiğini çok güzel bilir, ama sen sırf göğüs arana para takıştırsınlar diye hala dansözlük yapmaya devam edeceksen elimiz cebimize gitmez.

    diyelimki bu mum söndüye benzer bir şerefsizce ithamın bir başka versiyonu şu şekilde olsa; aleviler çocuklarını şu şekilde bir bilinçle yetiştirseler; sünni erkekler evlenecekleri zaman, gerdeğe erkeğin sülalesinin en yaşlı üyesi girer, bilgi ve tecrubesini yatakta kullanarak kızı rahatlatır ve genç damada hazırlar,sonra damat içeri girer ve arda kalanla yetinir, unutma çocuğum ,işte sünni kesim böyle bir ritüeli benimser.... böylesi şerefsizce bir iftirayı aleviler çocuklarına aktarsa, bu bilinç mutlaklaşıp, kalıtımsal miras olarak devam ettirilse, bunun adınada '' devir-teslim töreni'' dense sen buna sessiz mi kalacaksın, m.a.erbil tv de çıkıp '' hayrola, devir-teslim töreninden'' çıkmış gibi bir haliniz var dese...vs... sen ne yapacaksın, tepkisiz bir koyun olmaya devam mı edeceksin!

    totolojik bilinç denen kavramdan haberi olan bir insanda ilk önce anımsama dürtüsü ortaya çıkar, bir üst kavramın altında yer edinen bir alt kavramı duyduğunda, kişinin bilinci üst kavramı anımsar, oslo dendiğinde norveçli balıkçıları değil, norveçi anısmarsın, stockholm dendiğinde absolutü değil, isveçi anımsarsın, üst ve alt kavramlar çerçevesinde değerlendirdiğinde mum söndü dendiğindede o bilince maruz kalmış adam neyi anımsayacağını çok iyi bilir, hadi bırak dansözlüğü, çok yoruldun, 2 dk soluklan... bu anımsamaya konu olmuş olay, o bilincin kendi de facto yasasıdır, bu çok açıktır, bu de facto yasayı bin yıl öncede içlerinde yaşatıp çocuklarına aktarıyorlardı, 2010 yılında bile çocuklarına aktarmaya devam etmekteler, ama her zaman dediğim gibi bu şerefsizce ithama inanan bir adamın kendi sülalesine karşı mutlaka bir ilgisi vardır, yoksa böyle birşeyin olabilirliğine inanmak mümkün bir hadise değil.

    devir-teslim törenine gelince, o şerefsizliği bizden bekleme arkadaş, bu kültürün çocukları o alçaklığı yapmazlar.
    0 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük