1- Piskopat ankaragücü taraftarı (tecavüzü hoş gören gecekondu)
"a lala laay lay laaaa fatmagül'ün suçu ne
hapı aldık patladık, fatmagül'e rastladık.
fatmagül'ün suçu yok, biz onu bihter sandık.
fatmagül'ün suçu yok, biz onu bihter sandık"
2- Yaratıcı beşiktaş taraftarı (toplumsal olaylara değinen çarşı)
"150 bin dolara, esir alırız aksaray'ı
yoldan mı topluyosun onur sen, dağıttın tüm parayı
100 doları koyarız cebe, gideriz laleli'ye
şehrazat'ın kralına koysan, ikincisi hediye
aptal onur aptal onur, gerizekalı onur"
nasıl? bulabildiniz mi aradaki yedi farkı? bulamadınız di mi? bulamazsınız tabi, yok çünkü.
lan hayali bir karakter üzerinde bu kadar geyik dönmesi, sadece bu ülkede yaşanan birşey heralde. fatmagül diye biri yok, bihter diye biri yok, şehrazat diye de biri yok... bunların başlarından geçen zorla tecavüz *, para karşılığı tecavüz* olayları da aslında yaşanmamış şeyler. ha denecek ki şimdi, önemli olan yaşanması meselesi değil, önemli olan düşünce yapısı, önemli olan zihniyet..
peki canım kardeşim, ankaragücü taraftarı bu fatmagül tezahüratını yaptı diye piskopat oldu, hapçı oldu, tecavüzcü oldu. takım, pardon, taraftar küme düşürüldü. tamam hepsine eyvallah, haklı kabul edelim ayşe hanım'ı...
alttaki tezahüratı inceleyelim bir de. ayşe hanım tarafından, gecekondu'ya örnek olarak gösterilen çarşı tarafından yapılmış bir tezahürat. ne farkı var? hani nerede kadın hakları, nerede kadın hakkı savunucusu ayşe hanım? yok tabi.
muhtemelen bu tezahüratı duymamıştır bile. neden? çünkü gazeteci değil. gazeteci dediğin, bir konu hakkında yazacaksa,o konuyu enine boyuna araştırır, iyice bilgi sahibi olur ondan sonra kaleme sarılır. ayşe hanım'da bunu görüyor muyuz peki? hayır. ya biri söylemiş, ya bi yerden duymuş, böyle böyle birşey var diye, ablam da hemen atlamış olaya.