fettullah gülen hocaefendinin Mavi Marmaradakilerin "Şehit olmaya gidiyoruz" diye yola çıktıklarını, bile bile ölüme gittiklerini, onların şehit sayılamayacağını söylemesi üzerine kendilerine şu cevabı vermiştir:
Öncelikle şunu ifade edeyim ki biz 'bile bile ölüme' gitmedik.
"israillilerin yolumuza çıkmayacaklarını, yolumuza çıksalar bile önümüzü kesmekle veya bizi rotamızı değiştirmeye zorlamakla yetineceklerini, gemimize saldırmayacaklarını umuyoruz; saldırırlarsa kendimizi savunuruz ama ölümüne değil; direnişimiz sembolik olur ve israillilerin gemiyi ele geçirmelerini engelleyemeyeceğimizi anladığımız yerde biter" diyerek gittik.
Aklımızdan "işin ucunda ölüm de olabilir" diye geçirdik tabii, fakat bu ihtimali göz önünde tutarak gitmekle 'bile bile ölüme gitmek' aynı şey değil.
Velev ki "Şehit olmaya gidiyoruz" diyerek gitmiş olalım; Gazzeli kardeşlerimizin mustarip olduğu korkunç ambargoyu yarmak niyetiyle yola çıkan, Allah yolunda mazlumların imdadına koşarken öldürülen dokuz arkadaşımızın "şehit sayılamayacağına" nasıl hükmedebiliyorsunuz?
Ashab-ı Kiram'dan Amr Bin Cemûh (radyallahu anh), Uhud'a, "Allâh'ım! Bana şehidlik nasîb et! Beni mahrum ve me'yûs olarak ev halkımın yanına döndürme!" diye dua ederek gitmemiş miydi? Efendimiz (sallallahu aleyhi vesellem), Uhud'da katledilen bu zâtı "cennette gördüğüne" yemin etmemiş miydi?
...
...
...
Bizimle niye uğraşıyorsunuz Hocam?
Bizimle uğraşmakta niçin ısrar ediyorsunuz?
Ne adına, kimlerin hatırına?
Zât-ı âliniz ve cemaatiniz ile aramızdaki gönül bağını zedelememek için bizim gösterdiğimiz hassasiyeti siz neden göstermiyorsunuz?
HiZMET'e hürmet ve muhabbetimiz elbette baki; fakat Ümmet-i Muhammed'in ve bütün insanlığın kanayan vicdanını temsil eden Mavi Marmara aleyhindeki anlaşılmaz tutumunuzdan ötürü teessüflerimizi bildiririz, vesselam.