-hayatım sen beni seviyorsun değil mi?
+tabiki de hayatım... ne biçim soru bu?
-ne bileyim saçımı yeşile boyattım ama sen farkına varmadın da... o açıdan yani...
+varmam mı hayatım... bak not almışım telefon ajandama 'yarın hayatım için yılbaşı süsü al' diye...
-aşkım sen bana çam ağacı mı diyorsun yoksa?
+yok bi tanem o nasıl söz öyle? şaka yaptım canımın içi... harika olmuş saçların... gel bi öpiim...
(aradan bi 15 dakika geçer... siz seyrettiğiniz maçın en heyecanlı yerinde ful konsantrasyondasınızdır...)
+ulan allah senin belanı versin... o topa öyle vurulur mu lan dingil...
-hayatım sen beni sevdiğine eminsin değil mi?
+hobaaa... nerden çıktı şimdi kızım bu durup dururken?
-bilmem... iki saattir cilve yapıyoruz sana burda... bak en seksi iççamaşırlarımı da giydim ama sen hiç farkına varmıyorsun...
+hayır bi tanem fark ettim...
-o zaman niye şu salak maçı bırakıp da benimle ilgilenmiyorsun peki?
+hayatım sen hasta değil misin? regl olmadın mı?
-evet oldum...(?)
+eee... o zaman madem sevişemeyeceğiz ne diye o kadar çaba sarf edeyim ki...?
-hayvansın sen biliyorsun değil mi? (öküz öküz)
+evet hayatım biliyorum... sen istersen git içerde ağla biraz iyi gelir... ben de şu hayvana biraz daha saydırayım... (bana da iyi gelsin)
-ühühü hüüü...