gün itibariyle, yukarıdaki entrymde bahsettiğim yerde staja başladım.
4 kişi vardı toplam. ben ve arkadaşımla birlikte 6 olduk. 2 kişi 4 kişiye 4 dakikada 4 tane çay getirirse, 4 kişi 4 dakikada 2 kişiye doldurmasını söylediği çayı kaç dakikada içer? gibi hesaplamalar yaptım kafamda bütün gün. haa birde 2 kişiden 4 kişinin 4 dakikadada bir istediği 4 tane çayın içine konduğu bardakların bulaşıkları var. ha onları geçtim, 1 saatte bir stüdyo içindekiler dahil bütün makinelerin, sehpaların, rafların, eşyaların tozlarını almak, yerleri paspaslamak var. fotoğraf çektirmek için gelen kadınların, burada hazırlanabilirsiniz lafını söylememle birlikte, makyaj koltuğuna oturup, bir saat boyunca makyaj yapmaları ve benim sinirden kudurmam var. fotokopi makinasına ilk günden hakim olmak var, tabi birde 25 kuruşluk fotokopi için 50 lira veren adamlar var. turistler var, patronumun geldiklerinde gözümüzün içine baktığı. bu kaset, 25 milyar; eğer yalnışlıkla kaydı falan silersen, 10 yıl burda çalıştırırız seni valla diyen bir ismail beyimiz var. nuri alço kılıklı patronumuz utku bey var. agah bey var, her şeyi -adımı vererek- o yapar ya diyen. meral hanım var, o da allahtan var. sonra bir de bir önceki entrymde bahsettiğim gibi, arka tarafta, deri koltuklar ve mavi ışık var. her şeyi geçtim, onlar olmasaydı bari be sözlük!