kara kedi hikayesi

entry6 galeri
    2.
  1. Arkadaşlığımız bu şekilde yıllarca sürdü. Ne yazık ki, içkici oldum, (söylemeye utanıyorum) huyum suyum tamamiyle değişti, kötülüğe doğru yöneldi. Her geçen gün biraz daha sinirli, hırçın, başkalarının duygularına karşı saygısız oldum. Karıma da ağzıma geleni söylüyordum. Zamanda işi daha ileri götürerek dayak atmaya kadar vardırdım. Bu arada evdeki hayvanlar da huyumdaki değişiklikten paylarını almakta gecikmediler. Yalnız bakımsız bırakmakla kalmayarak, onlara kötü davranmağa da başladım. Buna karşın Pluto'ya olan aşırı sevgim, ona karşı sert davranmamı engelledi sayılır. Ama tavşanları, maymunu ve hattâ köpeği çevremde görünce tepelemekten kendimi alamıyordum. Alkolün etkisiyle hastalığım gittikçe arttı. Artık epey yaşlanmış ve dolayısiyle huysuzlaşmaya başlamış olan Pluto da tekmelerden sopalardan «nasibini» almağa başladı.

    Bir gece şehrin meyhanelerini dolaşıp zilzurna eve döndüğümde, kedinin benden kaçmak ister tavırlar takındığını görür gibi oldum. Hayvanı yakaladım; kedi korkudan şaşkına dönerek elimi ısırdı. O anda sanki şeytan içime girdi ve sanki bir kötülük ruhuma sahip olmuş gibi, her yanım kötülük etmek zevkiyle titredi. Cebimden sustalı çakımı çıkardım, açtım ve zavallı hayvanın, boynundan yakalayarak, bir gözünü oydum. Bu yabanıllık sırasında titriyor, utancımdan yerin dibine geçiyordum. Sabahleyin aklım başıma gelince yaptıklarımı korku ve pişmanlıkla ansıdım. Ama bu duygular uzun sürmedi, yeniden içki âlemlerine dalarak yapmış olduğum bu kötülüğü belleğimden sildim. Bu arada kedi yavaş yavaş iyileşti. Oyulmuş olan gözünün çukuru her ne kadar korkunç görünüyorsa da, ıstırap çeker bir durumu yoktu. Her zamanki gibi evin içinde dolaşıp duruyordu ya, pek tabiî olarak beni görünce korkuyla kaçmaktaydı. Eskiden beni pek seven hayvanın bu hareketini görünce ilkin üzüldüm, ama bu duygu giderek tiksintiye dönüştü. Bundan sonra beni uçurumun kıyısına getiren KÖTÜLÜK bütün ruhumu sardı. Bu ruhsal durumu felsefede bulmak mümkün değildir. Yaşadığıma inandığım kadar, kötülüğün de insanlığın ilk ve temel içgüdülerinden biri olduğuna, insan karakterine yön veren belli başlı duyguların birini oluşturduğuna inanıyorum. Sadece yapılmaması gerektiği için, saçma yada kötü bir hareketi yüzlerce kez yapmamış insan var mıdır? Bütün bilincimize ve mantığımıza karşın, sırf kabul edilmiş oldukları için bozma eğilimi duyduğumuz töreler, düzenler yok mudur? işte bu kötülük isteği beni uçuruma sürükleyen son güç oldu. Sırf eziyet etmek, huyuma aykırı davranış olmak için suçsuz hayvanlara kötülük ediyordum. Bir sabah, kedinin boynuna bir ip geçirip, onu bir ağacın dalına astım. Bunu yaparken gözlerimden yaşlar boşandı ve acı bir pişmanlık duydum. Bu günahı, ruhumun hiçbir şekilde bağışlanma olanağına kavuşamaması için işlemiştim.
    1 ...