ikiye ayrılabilir. görünürde akademisyen olmak ve gerçekten akademisyen olmak. bugün üniversitelerde görünürde akademisyenler çoğunluktadır ve akademisyen olma yolundaki gençler de onlardan nasıl akademisyen olunmaz kısmını öğrenip kendi çabaları ile gerçek akademisyen olmak için çırpınmaktadır. rekabet ve çıkar denilen sinsi ve tehlikeli durumlar üniversitelere de hakim oldu. bu durumda akademisyen denilen kişilerin sorunsallarının ne olduğuna bakmak lazım. hala bulundukları topluluğu ve toplumu dönüştürme çabaları var mı? yoksa kendileri çalıp kendileri oynayan kişiler olmayı yani kolay olanı mı seçiyorlar. akademisyenlik kendini odana kapatıp çalışmaktan ya da ders anlatıp çıkmaktan çok daha fazlasıdır. bencillikten ve kişisel zaaflardan tamamen arınmayı gerektirir. kalemini yeri gelince silah gibi kullanmayı gerektirir; elini taşın altına koymayı gerektirir. yoktan var edebilmeyi, var olanı dönüştürebilmeyi gerektirir. yaşadığı dünyaya karşı kendini sorumlu hisseden insanların yürümesi gereken bir yoldur akademisyenlik. böyle dertleri olmayan insanlar üniversitede olmak yerine gidip ticaretle falan uğraşmayı seçselerdi bugün üniversitelerimiz eminim daha iyi bir durumda olurdu.