tanım: er kişisinin yada hatun kişisinin, *maddi yada manevi bir sıkıntı sonucunda artık son haddeye gelmişken, birden onu bu sıkıntıdan çekip çıkaran hadiselerdir.
sene 2004 birinci sınıfın ikinci dönemiydi. ek yerleştirmeden geldiğimiz için, öğrenim kredisine geç kalmıştık, yada almak istemiyorduk öyle bişeyler işte. sonraları anladık ki bu konuda, şimdiden geleceği düşünmek yersiz. ''öderiz okulu bitirip çalışmaya başlayınca olum'' dedik * ve çaktık iki dilekçe, yapıştırdık zarfların ağzını ve yolladık ankaraya. başka türlü olmayacaktı çünkü, ulan herkes alıyordu her ay 110 milyonu. * neyse, gel zaman git zaman, bizim dilekçelerden bir ses çıkmadı. ''zaten çıkmayacağıda belliydi olum devlet bürokrasisinin mınakoim.'' kesin bizim zarflar elden ele dolaşıp, belkide hiç açılmadan çoktan çöp olmuştu. umutlar kesilmişti yani.
zaman çok hızlı geçiyor be. sanki bikaç ay geçmiş gibi hatırlıyorum herşeyi. artık dönem bitmişti. okulun son günü. otogar tıklım tıklım herkesin elinde valizler, biletler koşuşturuyolar. bizde sap gibi oturuyoruz, savaş abinin yerinde. cebimizde, belki birer bilet parası var, birde masada yarım paket sigara. tam o sırada telefonum çaldı. ''ablam arıyo lan, hayırdır inşallah. ''para isteyelim mi'' diye sordum. ''istesen ne olacak amk.'' isviçreden buraya 2 günde geliyodu para. neyse bismillah dedim açtım telefonu. ablam belliki çok özlemiş beni. ne zamandırda konuşmuyoruz. böyle, duygusal bir konuşma geçti aramızda. sonra ''olum para yolladım sana, 200 frank git hesabından çek dedi.'' kafadan kaba bir hesapla 250 milyon olduğunu hemen anladım. ablam benim ya, içine doğmuştu sanki darda olduğum.
''olum mahmut 250 hesapta ben çekmeye gidiyorum bekle sen burda.'' zaten hesabı ödeyecek paramız bile yok, borca yazdırmayı düşünüyoruz, ama gider ayak savaş abi arıza çıkarabilir, ''hesap kabardı giderken kapatın'' diyebilirdi. mahmutu rehin bırakıp bankaya doğru giderken, kapısında, tel ve fax yazılı dükkan gözüme ilişti. son bir umut kredi yurtları aramak geçti içimden ve gittim aradım. telefonu açan olmadı. ''yanlış mı aradım lan'' deyip, tekrar aradım, bir kadın açtı.
-iyi günler hanım efendi öğrenim kredisi başvurmuz vardı sonucunu sormak için aradım.
kadın beni başka birine bağladı, oda başka birine derken sıkılmaya başladım. hiç umudumda yok, hesapta 250 beni bekliyor zaten. tam kapatacakken, en son bağlandığım, sesinden yaşlı olduğu anlaşılan bir amcanın, ''krediniz onaylanmış 650 milyon hesabınızda'' dediğini dün gibi hatırlıyorum. teşekkür edip, telefonu kapattıktan sonra, bankaya doğru koştum.
parayı 20 lik banknotlar halinde aldım. daha on dakika önce meteliksiz olan ben, artık neredeyse bir milyarın sahibiydim. ulan ne büyük bir mutluluk. ağzım kulaklarımda kafeye döndüm. bir deste parayı görünce mahmut afalladı.
-kredi onaylanmış olum. bir dönem alamadığımız parayıda peşin yatırmışlar.
beni hiç beklemeden oda koşup, hiç beklemediği parasını aldı.
güzel bir tatil oldu be. şuan devlet babaya bir miktar kredi borcum var ama o yaşadığım mutluluk paha biçilemezdi lan.