fakat bu sporda manyaklar gibi koşturmanız, rakiplerinize kafa göz dalmanız(mücadele etmek anlamında diyorum. "olm sertmiş bu oyun!" deyip salak salak millete vurmayın) ve her an üzerinize çullanacak gibi görünen 10 küsür adama alışmanız lazım. profesyonel deneyimim olmadı ama çayırda çimende deneyebildiğimiz bir oyundu; çocukluğumuzda, 5 saat futbol oynamaktan sıkıldığımızda, akşam serinliğinde manyak gibi rugby oynardık.
kurallarını o zaman bilmezdim, hala da bilmem. kendi kendimize kural koyup oynardık. şimdi cardiff blues - connacht rugby maçını izliyorum. kalenin sağından ya da solundan, yere uzanarak attığınız gol 3 puan değerinde oluyor. yani topu alıp böyle o çizgiyi fiyuvvv diye yerde kayarak geçiyorsunuz, hehe. sanırım yatmaya da gerek yok. gidin efendi gibi koyun çizginin gerisine. öyle de olur.
"gol" olarak kabul edilen olay da şey, o kale var ya... onun çıtasının üstünden geçirmek gerekiyor topu. yani üst üste kaleler olduğunu düşünün. üsttekini vurmanız gerekiyor. sabri sarıoğlu için mükemmel bir spor bence. çok rahat 15-20 sayı kazandırır takımına bir maçta.
genel bilgi: 40 dakikalık iki periyottan oluşur bu oyun. 15 kişiyle oynanır. falan filan.