bu durumun bir "atraksiyon" dan ibaret olmadığını doğrularcasına, suikast sonucu öldürülen Necip Hablemitoğlu'nun köstebek isimli kitabından bir alıntı;
Sizler, bu satırları okuduğunuzda,
Eminim ki, hakkımda bugüne kadar açılmış yüzmilyarlarca liralık manevi tazminat davalarına, yenileri eklenecektir.
Her zaman olduğu gibi kimi siyasiler devreye girerek Üniversite Rektörü'nü hakkımda yasal işlem yapmaya zorlayacaktır.
Tehditler ve hakaretler hız kesmeyecek, aileme de yönelecektir. Peşpeşe gıyabımda kesilen trafik cezaları gelecektir.
Gelen duyumlara göre, Emniyet ve M.i.T. bünyesinde, gerektiğinde aleyhimde kullanılmak üzere dezenformasyon çalışmaları kapsamında olumsuz bilgi notları ve olumsuz dosyalar hazırlanmıştır.
Telefonlarım bir şekilde dinlenmeye devam edecektir.
Büyük bir olasılıkla, hakkımda imzalı-imzasız suç duyurusu yapılacak;
T.B.M.M.'de aleyhimde soru önergeleri verilecek; bütün bunları dikkate alan savcılık evimde arama yaptıracak;
En azından "içişleri Bakanlığı'nı ya da Emniyet güçlerini tahkir ve tezyiften" veya hiç ilgisiz bir iftira ile hakkımda Ağır Ceza Mahkemesi'nde ya da DGM'de dava açılacaktır.
Halen, izmir, Ankara, Burhaniye, istanbul gibi merkezlerde yürüyen davalara, yurdun farklı yerlerinde açılacak yeni davalar da eklenince, Maddi-manevi darbenin yanısıra, mücadeleye zaman yetiştirememe gibi bir durum da ortaya çıkacaktır.
Sonuçta, belki de ödeyemediğim tazminat hükümlerinden dolayı evime haciz gelecektir.
Almanlardan fethullahçılara, Türkiye Cumhuriyeti'nin üniter ve laik yapısına göz diken tüm unsurlara karşı bunca zahmete ve mihnete değer mi, diyorsanız, Atatürk'ün manevi mirasçısı olarak evet değer, diyorum.
Çünkü Türküm ve başka Türkiye yok!..
Dr.Necip Hablemitoğlu
Dr. Necip Hablemitoğlu, 18 Aralık 2002 tarihinde evinin önünde uğradığı silahlı saldırı sonucunda hayata gözlerini kapadı. Köstebek isimli kitabı ölümünden sonra basılmıştır. Cinayet sonrasında Hablemitoğlu'nun elektronik postasına ve telefonuna gelen tehdit telefonları emniyet mensuplarınca incelenmek üzere alınmıştır. Ailesinin içişleri Bakanlığı aleyhine Ankara 5'inci idare Mahkemesi'nde açtığı dava neticesinde, içişleri Bakanlığı 40 bin lira manevi tazminat ödemeye mahkûm edildi. içişleri Bakanlığı, savunmasında Hablemitoğlu'nun cinayetini "adi bir cinayet vak'ası" olarak değerlendirdiğini bildirmişti. Ayrıca cinayetin üzerinden 7 sene geçmesine rağmen içişleri Bakanlığı hâlâ "hazırlık soruşturmasının" sürmekte olduğunu bildirmektedir.
Ölümü üzerine bir çok iddia ortaya atılmıştır. Bazı çevreler Hablemitoğlu'nun laiklik konusundaki hassasiyeti nedeniyle öldürüldüğünü savunmaktadır. Bir diğer teoriye göre Bergama ve Alman Vakıfları üzerine araştırmaları nedeniyle, Alman GSG 9 timleri tarafından öldürmüştür. Başka bir iddiaya göre ise uğradığı suikast Ergenekon ile ilişkilidir. http://tr.wikipedia.org/wiki/Necip_Hablemito%C4%9Flu