Nereye gittin?
neden bensiz; içimde kalan sensizliği tek başıma nasıl atlatacağım...
hepsi cevapsız..
o kadar cevapsız ki; hissediyorum içimde bir yerin acıdığını...
fiziksel bir acıya dönüştüm; nereye baksam sen...
Çıkıp şimdi yollara; dağ başlarına çıkıp şehrin şamatasından uzak; bağırsam adını; ağlasam..
sesim kısılana kadar adını ünlesem...
yahut bir yolculukta; otobüsün camına dayasam başımı da; gece yolculuğunda geçtiğimiz yollardaki ışıklar yerine sen aksan üzerimden...
camın soğukluğunda olsan; sıcacık..
sana gelmenin bir yolu olsa; o otobüs beni sana getirse...
Bir yerinden tutsam diyorum da elimde kalan yaşamı; neresinden; bilemiyorum...
güneşi erken batmış bir şehirde; akşamüstünde; hangi sokakta olduğumu bile bilmeden.. kaybolmak istiyorum...
yok olsam da kimseler gelmese ardımdan; merak etmese kimse...
bir kaç çocuk gülümsese; umut var desem yine...
ya da çocuklar da önemli değil; seslendiğim duvarlar ses verse; sesimi yankılasa hiç değilse...
ya da biri çıksa; 'biraz umudunuz var mı?' dediğimde...
'bende biraz kaldı al' dese...
Kaç yürek dayanır susuşuna sevdiğinin?
bir daha görememek seni; ağlamanı yahut yemeğini yiyişini görememek...
bunu bir anlatabilsem içime; bir ikna edebilsem kendimi...
bir sabah sustursam içimdeki beni; bir sabaha gülerek başlasam; yapabilsem sen olmadan...
Bir dağ başında; sesimi sadece kendi yankıları duyacak belki...
isyan değil ki bu; içim acıyor; durduramıyorum...
hiçbir ilaç tesir etmiyor; hiçbir şey dindirmiyor sancımı...
kokunu duyuyorum bazen; hani yolda yürürken aniden duyduğun ama adını bilemediğin tanıdık bir melodi gibi; kime sorsam bilmiyor...
Birgün yolda yürüyordum.. bir şarkı duydum.. Kalbim acıdı.. Bu kadar.. *