ilk kaybolduğu zamanlar sahibi kendi kendine mırıldanmıştır günlerce;
ne hasta bekler sabahı,
ne taze ölüyü mezar,
ne de şeytan bir günahı
seni beklediğim kadar.
bu duygu dolu sözler uzaklardan bir yerlerden sahibini izleyen kedinin kafasında yıllarca döner dolaşır döner dolaşır, bir gün; artık hayatının en son günlerinde, "yetti bu küslük, yetti sevdiklerimden ayrı kaldığım hele ki şu son günlerimde" diyen kedi bir karar alır. evine dönecek, hasret gidecektir. özlemle patilerini vuracaktır sahibinin yanaklarına.. o gün gelir, evine döner.
Ama durum düşündüğü gibi değildir. sahip boş bakışlarla karşılar kendisini. sıcak kollar beklerken tek gördüğü soğuk iki kaya gibi belli belirsiz bir tanışmışlıkla kendisine dogru uzanan ellerdi.
neden der kedi.. neden böyle oldu?
ve o an sahibin agzından mısralar dökülür;
geçti istemem gelmeni
yokluğunda buldum seni
bırak vehmimde gölgeni
gelme artık neye yarar?