10 bin verince herkesin sahip olacağı evleri anlatan reklamda geçen gülüşmelerdir.
harbiden reklam iyidir, hoştur beğenilir beğenilmez ama bu reklamla ilgili gözlemlerimi aktarmak isterim sizlere..
hede hödö vırt zırt tamam da herkesin havuzlu villası olacak dediğini ilk duyduğumda ''vay aminüm, koskoca işadamı da gandi'yle tayyeap'in arasına girip villa polemiğine girecek'' dedim içimden. lakin şükür öyle olmadı.. ondan sonra da ''iyi lan 10 bin ver ev senin olsun aburakom'' dedim, sevindirik oldum orası da güzel.. ve fakat, lakin, ama (oh be şunların olduğu yerde virgül kullanamama derdine de çare buldum) o toplu gülüşme sahnesine bir çare bulamadım. o sahneyi ilk izlediğimde bana anımsattığı şey şu oldu.
kemal sunal'ın kör bir kızı iyileştirmek için maceralar yaşadığı film vardır bilirsiniz a dostlar, (ismini bilemedim şimdi) o filmde gözlerini açtırdığı kızın dükkan açmasından sonra arayıp bulamadığı adama iki üç zibidi leblebi atarak ensesine şaplatıp sonra da kıkır kıkır gülüyorlar ya o itneleri hatırladım. bunun üstüne bir de adamı itip yere düşürüyorlar da yakasındaki gül çamura düşünce kız onu dükkana çağırıp da yeni bir gül veriyor...
ne diyoduk? ali ağaoğlu kim? şu an ağlıyorum biliyo musun? ama işyerimde değilim, ağlayamam, yapamam..