bir kadın.
gidiyor.
böle arkası dönük filan.
bayaa bayaa gidiyor.
bakıyorsun öyle boş boş.
dişlerin dudaklarını sıkıyor.
hani parçalamak ister ama acısına dayanamazcasına.
elin kolun bağlı.
boş bakıyorsun hala.
belki son kez dönüp bakar umudu var içinde.
baksa hemen kafanı çevireceksin hani.
adımları hızlandı gitgide. bakmadan gitti kadın.
"ağlıyordur, ağlarken göstermez kendini kimseye" diyerek arkanı döndün sende.
kandırdın yine kendini, yine tek kaldın, yine yalnız.
oysa kafandaki kısa film böyle değildi.
sarılacaktınız ağlaşırken.
öpüşecektiniz ufaktan, en kaçamağından.
kimse öpüştüğünüzü görmeyecek ama bilecekti.
"ulan birileri öpüştü ama du bakalım" diyecekti insanlar. *
olmadı be şampiyon.
ne ağlaşıldı, ne öpüşüldü, ne de zerre sıcaklık hissedildi.
hayatının en soğuk günüydü o gün.
arkanı döndüğünde gözünün önünden ayrılmayan anılar balkanlardan giriş yaptı vücuduna.
yanağında donup, akamadı tek damla gözyaşın.
akmadı daha, akamadı.
kendini başka bi açıdan gördün bu sefer.
gözleri ağlamaklı bir genç...
elleri cebinde, kaldırım taşlarına bakarak yürüyor.
kendine acıyorsun bi an.
"değmez" diyerek ellerini cebinden çıkarıp, gözlerini ovuşturuyosun.
derin bi nefes alıp adımlarını hızlandırıyorsun.
kaldırım taşları umrunda değil artık.
"tek geldim, tek giderim ulan!" diyerek avutmaya devam ediyorsun kendini.
avuntularla yaşamaya devam edeceksin bir süreliğine daha.
her gece ölüp, her sabah dirileceksin.