bir bayandan "bugün hastayım, ağrım var" şeklinde duyduğumda, hayatta beni üzen nadir şeylerden. kadından faydalanamamaktan dolayı değil. zaten birlikte olduğum bir kadın varsa onda adet ağrısı falan kalmıyor. ağrısı geçsin diye her kadınla da birlikte olunmaz ki...
fakat bunlar geçicidir. asıl olan kadının bunu kabullenmesidir. yani psikolojiktir. psikolojik demek bazı kadınlarda ters etki edip ben delimiyim diye daha pimpiriklenmesine neden olarak durumu daha da güçleştirir. o yüzden senin ağrın psikolojikmiş lan salak karı diyerek duyarsızlık etmemelidir. kadına göre ağrısı gerçektir.
hayatı boyunca küçüklüğünden başlayarak kıza "hastalandın mı, bak ilerde hasta olacaksın, o ayıp yerinden kan gelecek" diye uyarılır ve haber vermesi istenir. güya bilgilendiriyor ama hastalık dersen ufak çocuk bunu gerçek bir hastalık sanıyor. bir de bebekliğinden itibaren ayıp diye öğretilen bir yerinden olması daha da canını sıkıp içine kapattırıyor.
ayrıca hastalık diye öğretilmesi ona çocukluğundan itibaren güzel bir bahaneye sahip olmasını sağlıyor. hastayım deyip evde yata gidiyor. okuluna veya işine gitmiyor. zamanla bu hastalık olmayan durum gerçek hissedilen ağrılara yol açıyor. kız bu durumuna saygı ve duyarlılık gösterenlerin davranışlarından dolayı gerçekten kendini hasta kabul ediyor. o gün sınavı varsa, bir işi varsa hayata küfrediyor. mesela iki yıl kadar önce sanırım SÜREYYA AYHANböyle bir durum yaşayıp insanın belki ömrü boyunca bir daha yaşayamayacağı bir başarıyı kaybetmişti.
aslında normalde sporcu bir vücut adam gibi adet bile görmez. ama adet görmekten korkup kendini daha çok kasıyor ve bu aşırı kasılmalar rahimi de kastığından hem kana daha çok ihtiyaç duyuyor hem damarlar da kasılarak oksijensiz kalmasına neden olup gerçek ağrıyı ortaya çıkarıyor.
ilaçlarsa damarları daraltan prostoglandin diye bir maddeyi yok ediyor. kanama miktarı çoğalsa bile ağrı yok oluyor. rahimin çalışma prensibi adet srasında progesteron düşer ve bu adeti başlatır. progesteron cinsellik hormonudur ama tüm(düz kas olan yerlerde) damarlarda gevşeme yapar. etkisi azalınca damarlar daralır. ayrıca prostoglandinler salgılanarak daha çok daralır ve rahim kasları kasılarak endometrium denen rahimin üst tabaka hücrelerinin ölerek dökülmesini ve rahim kasılmalarıyla atılmasını sağlar. kanlanması azalan rahim ise her kasıldığında daha çok kana ihtiyaç duyarken normal kanamanın durdurulması için damarları tıkar. beslenmenin azalması bir ağrı hissettirir. devamlı hasta olacağım diye korkan biri ise bu ağrıyı olduğundan kat kat fazla hisseder.
bunların tümü eğitimle alakalı. yetersiz veya yanlış yönde eğitim kızlara bu dönemi ağrılı ve rezil bir dönem olarak gösteriyor.
evlenen birinde cinsellik bir tabu olmaktan çıktığından bu durum azalır. büyükler bu yüzden bu ağrılar için evlenince geçer diyorlar. asıl azaltan ise doğum yapmak. doğum yapan bir kadın artık adet kanamasını önemsemez olur ve eskiden duyduğu ağrılar kaybolur. belki uzun zaman cinsellik yaşamaz veya doğum yapmazsa tekrar ağrı duyabilir.
ben başta da dedim. adet ağrım var diyen birine üzülüyorum. çünkü aslında önemsenmeyecek bir ağrıyı toplumun yanlış yönlendirmesi ile çok fazla hissediyor. yazıktır... bunu kadına söylesen bu kezde umursamıyor diye düşünüp daha da şiddetli duygulara kapılıyor. ilk adet döneminde çocuğa yaklaşım çok önemli ve bunun bir hastalık değil normal bir fizyoloji olduğu anlatılmalı...
vaginismus da buna benzer. tabuları azalmış toplumlarda bu tür adet ağrısı veya vaginismus vakaları çok çok nadir. mesela batıda aşırı tarikat bir bölüm var. galiba evangelist deniyor. onlarda da çok fazla görülüyor.
