ayrıca, seferi namazı oturarak da kılınabilirmiş, niyet edip gözle ya da düşünsel anlamda da yapılabilirmiş bu namaz. kaldı ki hz. muhammedin döneminde tren, uçak ve otobüsün olmadığını düşünürsek, gemi hariç genelde insanlar at, deve veya bu hayvanlara monte edilen arabalarla yolculuk yapıyolardı ve namaz kılmak isteyen kişide bu hayvanlardan veya araçlardan inerek namaz kılabiliyorlardı. belki islamın ortaya çıktığı dönemde uçak, tren veya otomobil gibi teknolojik araçlar olsaydı, o vakit bir kural bulunurdu, olmadığına göre laf bulandırmanın anlamı yok, kişi kazaya da bırakabilir veya niyet edip gözüyle de kılabilir.