-hadi yanına git bir merhaba de!
-sonra söylerim anne (çünkü her cuma urla'ya geliyor ve alışveriş ediyordu ve bende onunla konuşmayı çok istiyordum)
-hadi şimdi git konuş, eminim seninle konuşmaktan çok keyif alacaktır.
-sonra konuşurum anne (utancımdan bir merhaba bile diyemiyordum)
-hadi oğlum gel birlikte yanına gidelim, konuşalım
-sonra anne, sonra..
ama çoğu zaman onunla göz göze geldim. ben ona baktım o bana baktı. ben ona baktım o bana baktı, o da utangaçtı. yanına gidip onunla konuşabilmek için cesaretimi hiçbir zaman toplayamamıştım. olmadı. konuşamadım. gözümün önünde iki yaz boyunca urla'nın çarşısında karşılaşıp durduk. bir kere olsun nasılsın diyemedim. olcak iş mi bu ama oldu.
sonra fiziken ve ruhen hastalandı, bakıma muhtaç kaldı. benim için sonrası da kalmadı. bir daha onu göremedim. sonrası haber bültenlerinde malum..
vefatından sonra çok uzun bir zaman geçti, şarkılarında onu dinlemeye başladım. sonra başka bir şey oldu. onu dinlerken birdenbire benimle öyle bir konuşmaya başladı ki..