kriz

entry26 galeri
    14.
  1. kalp krizi, sinir krizi, ekonomik kriz birbirinden çok farklı durumları ifade etse de "kriz" kelimesinin kökeni ve anlamı her birini bir noktada ortaklaştırır. Yunanca kökenli kriz, ayırmak, bölmek, karar vermek gibi anlamlara gelmektedir. Bir hastalığın seyrinde dönüm noktası, bir şeyin seyrinde dönüm noktası yani kesin ve yaşamsal önemde zaman, olay, aşama ya da durumu anlatır. Dolayısıyla kriz 'son' anlamına gelmekten çok yeni uyumlaşmalar yoluyla 'son'dan uzaklaşmayı da ifade edebilmektedir. Bu durumda kriz hastalıklı sosyal, ekonomik ve siyasi bir varlığın yaşamını önceki gibi sürdüremediği ve kendisine yeni bir yaşam şansı tanıyacak olan 'dönüşüm' e zorlandığı bir dönemdir. Kriz içerisinde fırsatı da barındırır. yani değişip dönüşerek daha güçlü hale gelebilmek için bir fırsat olabilir. Yaşadığı kalp krizi sonucu hayatını kaybetmeyen bir insan ancak yaşam tarzında bazı değişikler yaparak yani dönüşerek hayatını devam ettirebilir. Aynı şey kapitalist sistem için de geçerlidir. 1970'li yılların sonlarında aşırı üretim krizi yaşayan sistemin devamlılığını sağlayabilmesi ancak kendisine yeni kar alanları açabilmesiyle mümkün olmuştur. Kendi ulusal sınırları içerisinde yeterince değerlenemeyen ve kar elde edemeyen sermaye dışa açılma baskısı ile karşı karşıya kalmıştır. Sermayenin kar oranlarındaki düşme eğiliminin önüne geçebilmek için serbestleşme politikaları yürürlüğe girmiş, ulusal ve uluslararası düzeyde ticaret serbestleştirilmiş, devletin ekonomideki payı azaltılmış ve özelleştirmelerle özel kesime yeni kar alanları açılmıştır. Ekonomik anlamda kriz kapitalizme içkin bir olgudur. ve her bir kriz döneminde sistem kendini değişerek ve dönüşerek yeniden üretmekedir. tabi son yaşanan küresel krizde de görüldüğü gibi bunu devletin müdahaleci ve düzenleyici faaliyetleri olmadan gerçekleştirememektedir. merak edilen ve yanıt aranan soru ise, sistemin hangi noktada kendini yeniden üretemeyerek krizden çıkamayacağıdır. Kapitalizm hangi noktada tamamen tıkanacaktır?
    0 ...