birçok sakıncalı ve gerçekle alakası olmayan diyalogların geçtiği kitapdır ayrıca.
oysa 16 yıldır süren çatışmalar bu bölgede kendini pek hissettirmemişti. beş yıl önce ' kürt gerillalar ' bir askeri konvoya saldırmış, ancak çoğu ölü ele geçirilmişti." sayfa 45
" tartışacak bir şey yok " dedi bernd kendinden emin tavırla. " bu bir soykırım. dünya böyle kabul ediyor. bir tek türk hükümeti inkar ediyor."
esra kendini kontrol etmeye çalışıyordu:
" sizin de sabahleyin söylediğiniz gibi bu bizim konumuz değil. isterseniz gerçeğin araştırılmasını tarihçilere bırakalım da biz kazımıza dönelim. "
bernd sanki esra'yı duymamış gibi sürdürdü:
" onca vahşete karşın yine de bu ülkeyi çok seviyorlar. geçen yıla kadar vartuhi'yle birlikte geliyorduk. kayınpeder de çok merak ediyordu buraları. her türkiye dönüşü bizi soru yağmuruna tutar. " sayfa 61
" yapma yüzbaşı " dedi. canı sıkılmış gbiydi. " senin gibi ilginç bir adam böyle konuşmamalı."
beni ilginç bulması tuhafıma gitmişti. bana saygı duyduğunu ilk o zaman anladım. daha tuhafı içten içe ben de ona saygı duyduğumu hissettim. ama belli etmemeye çalıştım. sayfa 281
" bu dediklerine aklım yetmez bernd kardaş " dedi halaf. içkinin etkisyle kibar konuşmayı bırakmıştı."benim bildiğim ermeniler iyi çiğköfte yapamaz."
"niye yapamasınlar" dedi alman."daha siz bu topraklara gelmeden onlar burada yaşıyorlardı. siz ülkeleri ele geçirir, insanları vatanından yurdundan ederken onlar uygarlıklar kurup, büyük kentler inşa ediyorlardı. bir çiğköfteyi mi yapamayacaklar?"
"çık" diyen halaf başını kaldırıdı, " yapamazlar".
bernd tiksindirici bir şey görmüş gibi yüzünü buruşturdu:" yemek konusunda bile onları küçük görüyorsunuz. ayrımcılık ruhunuza işlemiş."
"öyle deme bernd kardaş, biz ermenilerle iç içe yaşıyoruz. burada köyleri bile var."
"köyleri bile varmış. o köydekiler artık kendilerine ermeni demiyorlar. çünkü yıllar önce atalarının başına gelen katliamın şimdi kendi başlarına gelmesinden korkuyorlar." sayfa 317, 318, 319.