ekonomiden, siyasetten, din bilimden, dil bilimden, geometriden, trigonometriden, eskrimden, dağcılıktan, siyasal bilgilerden, diplomasiden, felsefe, sosyoloji ve psikolojiden, jeoloji ve coğrafyadan çok çok iyi, en iyi, muhteşem iyi anlayan sevgili başbakanımızın muhalefet etmeye yeltendikçe başına tuhaf işler gelen -ki elbette bunda hükümetimizin bir tek kusuru yoktur, he- magazine vuran necip matbuatına dert olmuş ne olduğu bilinmez proje.
bilime bakış açısından ötürü bunun bilimsel bir proje olmadığını görebiliriz. sanata ve sanatçıya bakış açısından ve tophane saldırısına ilişkin derin analizlerinden ötürü de sanatsal bir proje olmadığına da eminiz. haklı olarak bir ülkenin kendi evlatları arasında ayrım gözetmesi olarak görülen milli basketçilere verilen ödülün aynısını haltercilerimize vermeyeceğini de az çok görüyoruz.
eh, geriye ne kaldı? uzaya füze göndermek desek bu ekonomi ile manasız bir idik yarışına girmek -evet idik, idik ki su gibimsi birşeydir- olur, ösym yök kaldırılıp doğrudan bakanlar, müsteşarlar, genel müdürler atama yapacak dense malumun ilanı olur, başkanlığa geçtik haberiniz var mı demeye kalksalar aziz ve muhterem vatandaşımız ne olduğunu bilmediği şeye bile alkış tutmaya meraklı olduğundan beklenen çılgın etkiyi doğurmayabilir, demokrasi adına federasyon sistemine geçtik demiş olsalar bu gidişatın gidişatı ya ne olacağıdı derler.
velhasılı kelam; hiçbir proje çılgın olarak anılamaz, anılmamalıdır. 8 senedir yaşadığımız hergün ama hergün zaten bir çılgınlık değil mi ki...