şimdi şöyle ki, kemalizmin anti-emperyalist söylemi tamamen militarist temellidir. yani, burada kastedilen anti-emperyal tavır, dünya düzeni içinde egemen emperyal güçlere karşı verilen savaşı içermektedir. yoksa, ne kemalizmin ne de türkiye cumhuriyetinin savaş sonrası emperyal devletlerle anlaşmaz, onlara karşı bir tutumu elbette ki yoktur. bu söylem salt sloganvaridir. ha doğru mudur, bence değildir. ama bu gerçeği değiştirmez.
öte yandan, bu kavramın salt militarist bir slogan amacı ile kullanılmış olması da fordist yapıyı ve sosyal devleti asla liberal yapmaz. zira, sosyal devlet zaten liberal devletin evrilmiş bir biçimidir. liberal sistemin bırakınız yapsınlarcı yapısını devlet müdahalesi ile törpüleme iddiasındadır.
şimdi siz kalkıp da, "kemalizm anti-emperyalist olma iddiasında olup kapitalizme hiçbir eleştiri getirmemiştir diye ikiyüzlüdür" iddiasında bulunursanız, kusura bakmayın da ancak komik olursunuz. zira, sosyal devletin kendisi zaten kapitalizme eleştiridir. fordist sistem ve yığın üretim zaten liberalizmin emek sömürüsüne karşı gelişmiştir. tekrar altını çiziyorum, doğru işleyip işlememesi teoriyi değiştirmez.
not: meseleye salt ekonomik sistemler ölçeğinden baktığımı tekrar belirteyim de. zira, üzerine konuşabileceğim alan budur. siyaset bilimcisi değilim velhasıl.
