yani gidenin arkasından yası kısa tutmak gerekir. hayat devam ederken ölmüş duyguları sürüklemeye çalışan yorgun omuzlar mantığa boyun eğip verilen kararla dikleşmelidir. zira dememiş mi nazım "en fazla bir yıl sürer 20. yüzyıllarda ölüm acısı" diye, en acısından itiraf etmemiş mi? oysa ölmemiş, terk etmiş. ee ne yası yahu. onun için anlamını yitiren duygular neden senin için hala yaşıyor olsun? tamam mantıkla değil, yürekle sever insan ama terk edildiğinde mantığının da ırzına geçilmiş oluyor. bu da aklını ve mantığını tetikliyor.
o zaman silkelen ölü toprağından ey insan ve dirilişini kutla en insafsızından. zira kansız devrimler şampanyayla kutlanır diri bedenlerce.
hoş geldin yeni hayat !