siyah beyaz renklere gönlünü vermektir. ama nasıl? bir klişe olarak mı?
yok yok.. vallahi de öyle değil.
siyah ve beyaz'ı bir sinama sahnesi gibi düşünürüm bazen. neler gelir, neler geçer o sahneden.. beyazdan girerim ve izlemeye başlarım. bittiğinde, ruhum siyah dolu taşan bir erdemle çıkar dışarıya. beyaz akıl siyah vicdan olur, taşarım. binbir renkli duyguları derlerim siyah beyaz sinama çerçevesinde. anılar anıları kovalar.. beşiktaş'ı beşiktaş yapan, en güzel değerlerle çekilen bir klasik sinama gibidir modası hiç geçmeyen...aşk, samimiyet, gönülden bağımlılık, mütavazılık, vatan sevgisi, atatürk sevgisi, centilmenlik, duyarlı taraftar gurubu, haksızlıklara karşı dik duruş, iyi olan rakibi alkışlama büyüklüğü..etc... iyi günde kötü günde hep izlenir ve izlenecek.
hani demiş ya şair:
"bütün renkler aynı hızla kirleniyordu
birinciliği beyaza verdiler" diye;
inan sevgili dostum bu dizelerin tek istisnası var. o da beşiktaş'ın beyazı..o beşiktaş beyazı hiç ama hiç kirlenmiyor ve kirlenmeyecek.