"selim gibi günlük tutmaya başlayalım bakalım. sonumuz hayırlı değil herhalde onun gibi. bu defteri bugün satın aldım. artık sevin olmadığına ve başka kimseyle konuşmak istemediğime göre, bu defter kaydetsin beni; dert ortağım olsun. (...) kimse dinlemiyorsa beni -ya da istediğim gibi dinlemiyorsa- günlük tutmaktan başka çare kalmıyor. canım insanlar! sonunda, bana, bunu da yaptınız"
...
"gene sevin'den mektup beklemeye başladım. aynı psikoza düşmek istemiyorum oysa. yalnız, çalışabildiğim zamanlar ayakta durabiliyorum. onun için güçlü olmak zorundayım. bunu da becermek çok zor. gerçekler henüz çok ağır geliyor. ilk günler hafif ve dayanılır gelen şeyler, şimdi biraz ağırlaştı. fakat hüküm vermemeliyim. o kadar sık değişiyorum ki."
...
"joseph losey'in 'secret ceremony' adlı bir filmini seyrettim. yordu beni. londra'yı, kırmızı iki katlı otobüsleri görmeye dayanamadım. garip bir şey: londra'yı sevin'le bir tutmaya başladım. bu duygu beni rahatsız ediyor. neyse film hemen evlerin içinde geçmeye başladı da unuttum bu acıyı. nefis bir evdi. gerçekte yaşandığını bildiğim masallar -mesela sevin'in yaşaması gibi- artık beni rahatsız etsin istemiyorum. bundan kurtulmalıyım -yani ezilme duygusundan. bir resim, bir kitap -mesela yazmayı düşündüğüm kitap gibi kalmalı bu duygu. tatlı, tatlı acıtmadan."