it yeryüzünü
artık lazım değil sana,
bir konuya temas eder gibi
durmadan seyret beni
ayrılırsak bir akşamüstü ayrılalım
ben üşütmüş olayım biraz
ansızın bırakıp git beni
ilaçlanan bir evdeki hamamböceği misali
bir yerlerde birkaç kadeh
birkaç dostta üzücü sığınışlar
sinirleneyim kırılayım karşı koyamayayım
dağıtır ya bir doğan anlamsızca güvercinin yuvasını
aklımdan mutlaka intihar geçmeli önce
sonra, sonra şüphesiz seni öldürmek
telefonunu çaldırarak geceleri
öç almalıyım aylarca senden
elbette karşılaşmalıyız bir gün yolda
sen başını öne eğmelisin
ben başımı öte yana çevirmeliyim,
birbirimizi hiçbir zaman görmemiş gibi yaparak
yürümeliyiz ayrı ayrı yerlere doğru
düşüp parçalanan bir pusula
nasıl göstermezse artık hiçbir yönü
polis bu çılgın şehri tanık yazmalı
bu an be an büyüyen cinayete,
ceketin yakasına iliştirilen
kırmızı karanfil örneği
en çok böylesi ayrılıklar yakışır ihanete!