osmanlı toplumu merkez kenar ilişkisi altında incelenebilinir. merkez saray, hanedan ailesi, enderun ve ulema dan oluşur. kenar ise reaya, tımarlar ve loncalardan oluşur. osmanlıda tüm devlet ve içindekiler allahın malı sayılır. padişah allaha hizmet eden bir kuldur. sultan karar verirken şeyh-ül islam'a danışır. gerçi şeyhul islam kurumu romadan alınmıştır. aslı patrikhanedir. türkiye cumhuriyetindeki adı ise diyanet işleri başkanlığıdır. şeyh-ül islam eğer padişahın kararını beğenmez ise kararı kabul etmeyebilir. ancak osmanlı padişahı son tahlilde devletin bekasına uygun bulduğunu yapıcaktır. şeyh-ül islam'ın kafası kesilecek yerine yeni bir şeyh-ül islam getirilicektir. hanedan ailesi, devletin bekasını tehlikeye sokmadığı sürece haremde yaşayabilir. enderun iç demektir. enderunda devşirilen oğlanların* zekilerine, kendini gösterenlerine burda devlet yönetiminde görev almak veya komutan olmak üzere eğitim verirler. ulema ise osmanlı yapısının içindeki en saygı değer kişilerdir. bunların gelebilecekleri en yüksek mevki kazaskerliktir. reaya romadan kalan kölelerin özgür köylülere dönüşmüş şeklidir. bunlar kırda toprağı işlerler. vergi verirler. toprağın mülkiyeti asla onların değildir. toprak allahındır. ancak hiç kimse onları bu topraklardan atamaz. reaya toprağı boş bırakamaz. ve vergisini ödemek zorundadır. çünkü onların verdiği vergilerle ordu beslenir. padişah haricinde hiç kimse reayanın toprağını elinden alamaz. böylece feodalitenin önüne geçilmiş olur. feodal emek ve rant sömürüsü karşısında bu sistem feth edilen topraktaki yerellere daha cazip gelmiştir. tımarlar ise savaş durumunda orduya asker ve gerekli muhimmatı sağlamak üzere toprağı işleyen çiftçilerdir. loncalar ise osmanlı ekonomisi üzerinde devletin tam kontrolünü sağlayan örgütlenmedir. pazarlarda loncaların belirlediği fiyatın üstünde mal satılamaz. loncaların belirlediği fiyat ise saraydan gönderilmektedir. böylece devletin kontrolü dışında bir üretimden kazanan zengin sınıfı oluşması engellenmiştir.