reich, ""akıl dışı ve ideolojik bir ortamda yetişen insanlar, akıldışı "kişilik yapıları" kazanırlar"" diye açıkladığı ırkçılığı faşizmin bir öğesi olarak nitelemiştir. faşizmin kitle ruhu anlayışı adlı eserinde değindiği bu konu ırkçılığın orta sınıfın bastırılmış cinsellliğinin bir ürünü olduğunu da belirtmekten kendini alamamış. adam bundan 60 yıl önce belirttiği bu gerçeği hala sağa sola "asıl hastalık bizim milli değerlereimize hakaret etmektir" diyen orta sınıf beyazlarının reddetmesi tabii ki anlaşılır bir durumdur. dedik ya ırkçılık adı üstünde bir hastalıktır. hastalıklı bünye de beraberinde hastalıklı ifadeler edecektir.
reich faşizmi, bir siyasal ideolojiyi örgütlü bir biçimde temsil eden siyasal partilerden biri gibi görür. bu sebeple olayın ekonomik boyutunun da gözardı edilmemesini ekler. Öyle ki, reich, ırklar kuramını faşizmin uydurduğu bir şey olarak değil; tam tersine, ırksal nefretin, bu nefretin siyasal alanda dile getiriliş biçimi olan faşizmi doğurduğunu belirtmiştir. yine Irkçı öğretiyi; orgazm güçsüzlüğü çeken insanın kişiliğinde dışa vuran biyolojik bir hastalık olarak belirtmiştir. Faşizmi de, "makineci buyurgan uygarlıkla onun makineci gizemci öğretisi tarafından ezilen insanın temel coşkusal tutumu" olarak belirtip onun, coşkusal bir veba olduğunu da belirtmiştir.recih ilgili kitabında ırkçılık için şu çarpıcı tespiti yapmıştır;
"Ne var ki bu hastalığın kökleri derindedir. Bu bakımdan faşizm, ilk güdüleri, biyolojik güdüleri, binlerce yıldır baskı altında tutulan sıradan bireyin akıldışı kişilik yapısının dile gelmesidir."
tüm bu belirlemeleri psikolojik, sosyolojik, biyolojik ve ekeonomik gerekçelerle açıklayan reich'in bu kuramını geliştirmesindeki en büyük etmen de alman ırkçılığıdır.