geçen yıl,bu zamanlar evli değilken... beşiktaşta oturuyorum o zaman. saatlerimiz akşam üzeri 17:30'u gösteriyor. kankam yusuf aradı:
y:kanka müsait misin, gelelim iki pes atalım 1 saat sonra kızla buluşucam.
m:gel hocam takılalım
y:eyvallah.
yusuf gelir, takımlar seçilmeye başlanır, taktikler yapılır pıt pıt pıt pıt, neyse oyuna başlanır.
saat 18:30 oldu, arkadaşın hatun arıyor, diego milito da tam o arada pozisyona giriyor, telefonu açmıyor. defalarca çalıyor, açmıyor, arasıra çağrı reddediliyor.
m: olum açsana yav, kız arıyıp duruyor, yazık la.
y: olum dur şimdi yaa.
saat 21:00...
oyunların biri bitiyor, biri başlıyor, fena bi inter manutd çekişmesi yaşanıyor. telefonlar çalıp duruyor, bu arada benimki de aramaya başlıyor, erken yatmış ayağına yatarak ben de açmıyorum.
saat 23:30
hatunlar aramaya devam ediyor, ancak rooney, eto'o, milito, berbatov golden gole koşuyor.
saat 01.45, devam...
3:15 devam.
saat sabah 06.30 oldu, hala devam, ancak bir oyun daha, bir oyun daha, gözler kapanmaya başlıyor. ancak oyunlar devam ediyor...
saat 07:45, gözler şişti, arayan soran yok tabii o saatte, telefonlarda okunmamış mesajlar, ceavaplanmamış çağrılar, yok biz yine devam..
saat sabah 09:00...
m: olum yatsak mı la artık
y: olum harbi yaa, dur la son oyun.
m: hadi beya manyaklaşma...
uyumuşuz aynı koltukta, saat 14:30, uyandık.
telefonlara bakıyorduk tam, ula ne mesajlar gelmiş, kaç kere aramış derken, bizim hatun çaldı kapıyı
" vıyk vıyk da vıyk vıyk, ciyyk ciyyk" uyandırdı tam süper oldu, fırçaların kralını da yedik. tabi anladı, heryer çekirdek kabuğu, oyun kolları ortalarda her taraf her tarafta, küllükler dolup taşmış.
bi yarım saat sonra yusufunki de geldi
"vıyk vıyk da vıyk vıyyk, ciyyyk ciyyyk"
bi de o şişirdi kafamızı.
yani anlaşılan biz o gün epey bi fırça yedik, epey bir ecel teri döktük, ama değdi be hacı, hayatımızın en fecii pes ritueliydi, şimdi yok artık o günler, evlenip barklanınca.