allah allah...bayram değil seyran değil eniştem beni neden öptü? diyenler olacaktır...
nerden çıktı şimdi bu 18 aralık 2004?
malum balık hafızalı bir milletiz ya. biraz yakın tarih aritmatiği yapmak zaman zaman faydalı oluyor.
şimdi efendim nedir bu 18 aralık 2004 tarihi?
bu tarih akp iktidarının adeta bir dış politika zaferiymiş gibi lanse ettiği ve türkiye'nin yandaş-candaş medya sayesinde topyekün avrupa birliği'ne üye olduğunu sandığı gündür.
16-17 aralık'ta yapılan brüksel zirvesi karar bildirisinde türkiye'nin ab'ye alınabilmesi için çeşitli şartlar ortaya konmuş, teslimiyetçi akp hükümeti de şartları aynen kabul ederek bunu türkiye'nin ab'ye girmesi olarak yorumlamış ve lanse etmiştir.
işin ilginci bu duruma chp ve deniz baykal da çanak tutmuş, yapılan goygoy törenlerinde en ön saflarda bu başarıyı(!) akp hükümeti ile paylaşmak istemiştir.
işte o günün bazı ulusal gazete manşetlerinden örnekler;
tüm bunlardan başka yapılan görkemli kutlamaların diğer enstantaneleri de unutulacak gibi değildi.
özellikle başbakan'ın karşılanma töreninde cadde direklerine asılan ab ve türkiye bayrakları ile, "avrupa fatihi hoş geldin", "helal olsun başbakanım", "sizi tarih yazacak", türkiye şimdi başka güzel" pankartlarını da unutmak mümkün olmasa gerek...
ama unuttuk...
o gün neden goygoy yaptığımızı, neden sevindiğimizi unuttuk...
demek ki içi boş bir aldatmacanın millet olarak kurbanı olduk o gün...
çünkü kutlamaya değer birşey yoktu.
vatanını, milletini seven insan o gün zaten türkiye'ye ne denli büyük bir kazık atıldığının farkındaydı pekala...
neydi bu kazık?
neydi bu kandırmaca?
1)türkiye'nin ermeni soykırımını tanıması önkoşulu...
2)pontus ve süryani soykırımını kabul önkoşulu...
3)kürtlerle birlikte aleviler ve yezidilerin de azınlık statüsü kazanması önkoşulu...
4)heybeliada ruhban okulu açılması önkoşulu...
5)fener rum patrikhanesinin ekumeniklik sıfatının kabulü önkoşulu...
6)türk limanlarının kıbrıs rum kesimine açılması önkoşulu...
7)kıbrıs'tan türk ordusu'nun çekilmesi önkoşulu...
8)yunanistan'la olan ege sorununda lahey adalet divanının yetkili kabul edilmesi önkoşulu...
9)suriye'nin hatay sorunu ile ilgili müzakere isteğinin kabul önkoşulu...
10)dicle ve fırat sularının aralarında israil'in de bulunduğu bir komisyon tarafından kontrolü önkoşulu...
11)tsk'nın siyasi etkisinin kaldırılması önkoşulu...
12)türk iş gücünün dolaşımının sürekli olarak kısıtlanması önkoşulu...
13)tarımsal ve bölgesel desteklerin kaldırılması önkoşulu...
işte düğün bayram yaptığımız daha doğrusu yaptırıldığımız o gün sevgili hükümetimiz bu maddelerin hepsini kabul ettiğine dair imza attı ve taahhütte bulundu...
bir ülkenin bu maddeleri kabul etmesi için deli olması lazım diyeceksiniz...
evet.
zaten dünya basını da bu yönde dikkat çekmiş efendim;
adamlar arkamıza resmen teneke bağlamış ve çalmış...
güzide basınımız da düğün bayram yapmış.
eee.
ne olacaktı ya?
o günlerde hükümeti eleştiriyor diye emin çölaşan'ın işine son verilmemiş miydi?
(bkz: kovulduk ey halkım unutma bizi)
şimdi yukarıda sıraladığım 13 teslimiyet maddesinin gerçekleşmesi için tüm şartlar müsait artık.
12 eylül referandumu ile birlikte akp tüm bunları gerçekleştirebilmek için vize aldı. ve gerçekleştirecek...
işte referandum öncesi bizim anlatmak istediğimiz, akp'nin amaçlarına dikkat çekmek istediğimiz şeylerden birkısmı idi sadece bunlar...
ve siz. yüzde 58...bu planın bir parçası olduğunuz için gurur duymalısınız.
yarın çocuklarınız, torunlarınız size sorduğunda "bu vatanı nasıl sattınız" diye.
cevap vermek için belge aramayın...
18 aralık 2004 ve 13 eylül 2010 tarihli birkaç gazete manşetini gösterin onlara kafi...
yüzünüze tükürmek için 10 saniye dahi beklemezler emin olun.
peşin not:şimdi bu girinin altına okumadan etmeden "kemalist", "ulusalcı" şeklinde bakınız verecek olan şerefsiz güruh...
bunu en çok sizin okumanızı isterim. biraz gerçekleri görmeniz için...hadi onu siktiredin "bu adam emek vermiş yazmış uzun uzun" bari emeğe saygı için okuyun da birşeylerin farkına varın...
bu başlık altında bu yazıya içerik olan konulara bir cevabınız varsa paylaşın. yoksa siktir olun gidin efendim...uğraşmaya değmezsiniz zira...