fenerbahçe'nin maça futbol oynamak için değil karate yapmak için çıktığı maç. yazıya böyle başladım çünkü seyir zevkini ve skoru fenerin bu tutumu belirledi. beşiktaş bir derbide ilk defa topu bu kadar ayağında tutmuştur sanırım. fenerin ikinci yarıdaki 15-20 dakikalık ezikliği ve çaresizliği maçı hak eden tarafın beşiktaş olduğunu göstermiştir.
ilk yarıda bala göte attığı golün ardından maçı kazanacağına inanan fener her topa tekme tokat girdi, guti ve quaresma'ya topla oynama imkanı vermemeye çalıştı. ama onlar yılmadı sürekli kaleyi düşündü.
schuster'e gelince; bobo bu maçta neden ilk onbir çıkmaz arkadaş. bunun özrü yok. zaten oyuna girince kendini hissettirdi. guti'nin süper ara pasına iyi hareketlendi ve vahşi volkan penaltıyı yaptırdı.
bir kaç cümle de nihat'a.. kardeşim sen ne ayaksın. tamam beşiktaş'ın çocuğusun ama haftalardır tek olumlu hareketin yok. eminim zorunlu oyuncu değişiklikleri olmasaydı yerine tabata girecekti.
sonuç olarak sakatlıklar ve yenilen hatalı gol yüzünden şanssız bir maç geçirdi beşiktaş. skor farklı olabilirdi ama beşiktaş'ın dominant futbolunu saraçoğlunda sergilemesi ilerisi için sevindiriciydi.
edit: eksileyen fenerli kardeşlerim üzülmeyin bunu inönü'sü de var.