hakkında uzun uzadıya yorum yazmak istediğim, ama bu yorumun iki sezondur haklarında yazdığım ve yazmaktan da yavaş yavaş bıktığım mustafa sarp ve reykart'la ilgili olacağını bildiğimden bir yandan da yazmak istemediğim maçtır.
kısaca anlatmak gerekirse:
1. patates tarlasında oynandı. ama biliyoruz ki ay yüzeyinde bile oynansa galatasaray yine kötü oynayacaktı. o yüzden zemin bahane edilemez. geçen hafta düzgün zemindeydik yine aynı berbat futbol vardı. o yüzden bi geçelim zemin laflarını.
2. sahada forvete destek veren(!) bir adet mustafa sarp ve onun arkasında orta sahaya destek veren(!) bir adet misimovic vardı. netekim misimovic bir şey yapamayınca oyundan alındı, ama iki sezondur bir şey yapamayan mustafa sarp oyunda kaldı. reykart evet.
3. lorik cana son 10 dakika mustafa sarp'tan daha çok top çalıp ileriye etkili paslar attı. ama yedekti çünkü sahada reykartın prensi vardı. evet bildiniz mustafa sarp. lanet olsun bütün yollar sana çıkıyor dostum.
4. pinoserdar özkan'ın kolombiyalı versiyonu gibiydi. kendi gölgesine bile çalım atmaya kalktı. evet hızlı bir futbolcu, evet koşu yoluna atılan bütün toplara koştu ama aldığı bütün topları da kaybetti. böyle oynayacaksa aydın yılmaz'ın yedeği olur. aydın da onun kadar hızlı, hiç olmazsa yabancı kontenjanını doldurmuyor. gerçi son dakikada içerdeki mustafa sarp'a gol pasını vermediği için gözüme girmedi değil. yine de otur sıfır.
5. kewell hiçbir şey yapmadığı gibi insua'yı da çok yalnız bıraktı. tamam daddy cool ama böyle oynayacaksa kulübede otursun.
tamam lan tamam özet geçiyorum:
galatasaray kazandı, reykart'ın yedek kulübesindeki ömrü uzadı. bu yüzden tam sevinemedik gelen 3 puana. sezon bitmeden reykart gönderilirse ilk üç için bir şansımız olabilir, ama reykart bu seoznu da takımın başında bitirirse altıncı olmak bile başarıdır.
unutmadan: ayhan akman'ın gol olan şutu 70. dakikada geldi ve bu şut galatasaray'ın o dakikaya kadar çektiği kaleyi bulan toplamda ikinci şutuydu. 4-3-3 çok güzel sistem allama.