otuzlu yaşlarının başında idi kadın. fahişe kadın. orospu. bir fahişeye aşık olmak.
genç ise yirmili yaşlarının sonuna üç kala hayatta kalmıştı. otuzlu yaşlarına demleniyordu. özlenen şey ile beklenen şey arasında gidip geldiği bir dönemde, elleri cebinde yozlaşmış hayatının tam orta yerine sıçmak için hazırlanıyordu.
herkes bilir ki bir fahişeye aşık olmak dünyanın en asil ve en melun şeyidir, neyidir, şeyi, duygusu. evet. herkes bilmese de ben yazar olarak bilmek zorundayım bu gerçeği. bir genç düşünün, istanbul'un laleli arka sokaklarında gece yarısına beş kala balkabağına dönüşme tehlikesi ile karşı karşıya. uyuşturucu satıcalarının, zencilerin, mültecilerin çarpık çurpuk evlerinin, yaldızlı yanan sönen tabela asılı otellerin, ellerinde tespih ile volta atmaya hazır bekleyen gençler ile dolu yol üstü kıraathanelerin arasından geçen bir genç. ömrü geçmek bilmeyen ama yolun sonuna yaklaştığını hisseden bilge bir adam. o adamın ferrarisi yok ama en kırmızıdan bir suratı var, en bayatından benzetmeleri. bir hayat hikayesi var bir sayfaya sığmayacak. yarım sayfa bilemedin, öyle çok bir iddiası yok. cebinde noktalı virgülleri ile dolaşıyor terk etmekten ve edilmekten korkttuğu edilgen anlarda. kararlarını verdiğinde keskin oluyor dönüşleri ama ters istikamete gidiyor hep başından. kaçış onunkisi.
kendinden söz ederken bir arkadaşım diye bahseden korkak utangaçlardan, çekingenlerden, kemirgenlerden ve sürüngenlerden. kendisine karşı saygısı yok, başkasına olsun. insanlardan kaçan, onlardan nefret eden aynı zamanda bir o kadar muhtaç ki insanlara, kendini acındırmaya, ilgiye hasret yapayalnız kaderini teselli eden iyi niyetli bir orospu ruhlu hasta şizofren. frengiye yakalanmasını öyle çok isterdim ki, onu korkutacak hiçbir endişesi kalmasın geride. tüm insanlık aleminden ve kendisinden deli dolu nefret etti zamanında, şimdi ise kendi halinde, kambur kumbur kamber olmak için düğünlere giden bir adam.
geçmişi bırak geleceğe bak. o kadar kolay mı. kolay. zor olan kolay. kolay olan zor.
kadın mini eteği ile sokağın başında durmuş, hayır oturmuş, bir bar taburesinin üzerinden babasının övdüğü adama bakıyor. genç de ona. elleri ceplerinden sıyrılırken, yavaş yavaş iniyor kaldırımları. önce, ilk gözleri buluşuyor. kenetleniyor orospuya. kadın fahişe otuz yaşlarında ama yirmiyedi gösteriyor. sarıya boyalı saçlarının altından kumrallığı belli oluyor. orospu sigarasından derin bir nefes çekip bacak bacak üstüne atmış ayaklarını sallandırıyor, sesini çıkarmıyor. önünden geçip gidiyor genç laf atmasından tedirgin olarak. otuz saniye sonra gerisin geriye dönüyor. bir sigara yakıyor, ellerinin titremesini hissetmiyor, kendine olan güvenini toplamakla meşgul.
yavaşça köşeyi dönüyor adam. kadının önünde, çıplak bacaklarının karşısında duruyor. orospunun üzerinde askılı bir body, göğüsleri fazla büyük değil, siyah sütyenin kopçası aklını bağlıyor. göğüsleri büyük değil demiştim di mi. ideal ölçülerde. sarı, kumral saçları var, siyah sürmeli ela gözleri ile derin derin bakıyor çocuğa. ayağa kalkıyor elini uzatıyor. "-gel" kendisini beğendiğinin farkına varıyor fahişe. gülümsüyor tatlı tatlı. "-gel hadi." çocuk hiç ses etmiyor, az önce yaktığı sigarasından bir nefes daha alarak yere atıyor, ayağı ile eziyor tüm yaşanmışlıklarını, kirli bir ilişkiye doğru temiz bir kara sayfa açıyor. tertemiz.
otelin merdivenlerinden yukarı çıkıyorlar. kadın arkada, çocuğun kolu arkada orospunun elinden tutmuş. kremsi renkte bir kapının önüne varıyorlar. içeri giriyorlar, kapı tam kapanmıyor, yarım aralı, yok bu işin gizlisi yasaklısı.
yatağın üzerine oturuyorlar. çocuğun başı önüne eğik, önü başına eğik, çocukluğuna dönmüş. merhaba diyor kadın. "-merhaba."
--"ben eda canım."
--"ben de hasan."
--"ayy çok yoruldum." saçlarını savuruyor, çocuğa keskin gözler ile bakarken. orospulara has bir otoritesi var çocuğun üzerinde, yiyip bitiriyor şahin gözler ile adamı. adam tedirgin titreyen elleri ile bir sigara daha yakmaya çalışıyor sonra vazgeçiyor, yapamıyor. ilk mi diye sormuyor kadın, adamı utandırmamak için.
-nerelesin sen?
-x....lı
-vallaha mı? neresinden.
-y.... mahallesi
susuyor.
-sen nerelesin.
-ben de x...lı.
-hemşeriyiz o zaman.
kadın susuyor. çocuk bir an tedirgin oluyor yine, bir gaf yaptım mı acaba diye düşünerek. "hemşeri hemşeriyi gurbette..." kadın hala ayağını sallıyor.
-kaç yaşındayım ben.
-yirmi yedi falan.
-otuzum diyor saçlarını geri atarken, kadın yine çocuğa bakıyor yanınad otururken, baştan aşağı süzüyor genci.
-genç gösteriyorsun.
-teşekkür ederim...diyor kadın, istediği cevabı alınca.
bir sessizlikten sonra;
-e hadi artık soyun canım. çocuk sırasıyla gömleğini, pantolonunu çıkartıyor. yatağa uzanmış orospu onu da çıkar diyor. onu da çıkartıyor. bakıyor şöyle,
-gel yanıma.
yavaşça eline alıyor, somurmaya başladı şimdi. aynı anda gözleri ile somuruyor gencin gözlerini. emerken yataktan yukarı doğru bakıyor. göz bebekleri beyaz irisinin altında çok tatlı. çocuk dudağını bükerek gülüyor. iyice somurduktan sonra. hadi diyor "-gel", bacaklarını açarken. tam girmeye hazırlanırken dur diyor kadın. ben daha yeniyim, dar fazla zorlama, kadın eliyle yönlendiriyor adamın uçkurunu. bir vazelin alıyor sürüyor önce, ovalıyor kadınlığını. sonra tamam diyor tutuyor kendi elleri ile sokuyor içine. adam vücudu ile öne eğilirken, kadın "-ahhh" çekiyor gözlerini yumurken. sonrasında sevişiyorlar. öpüyor kadını kokluyor. bir orospuyu kokluyor saçlarından, kokusuz çiçek gibi. göğüslerinden öpüyor, diri göğüslerinden. orospular böyleymiş demek diye düşünüyor, kokusuz çiçekler gibi. üzerine yatıyor kadının. fahişe nefes almakta zorlanıyor, tıkanıyor. doksan kiloluk adam, 58 kiloluk kadının bedenine ağır geldi. çocuğun saçlarından tutuyor, sonra kalçasından içine doğru giren hareketlere eşlik ediyor.
işi bittikten sonra kadının, ben kaçar diyor ve gidiyor arkasında duyguları ile oynanmış bir genç bırakarak... ne güzel orospuydu be, ne güzeldi. çocuk aşık oldu galiba. "ben yazarım ben bilmem. galiba."
dışarı çıkarken, içinde bir pişmanlık duygusu. ama ardağım bu değildi ki, aradığım bir sevgiymiş oysa ki. ne kadar acımasız bir orospu, sev istedim bırakma. o ise gitti götünü dönerek, yalancıktan mı sevdi beni, gülen gözler ile baktı. benim neyimi sevdin diye sorduğunda, yüzünü, susuşunu deyince hoşuna gitti. vay orospu vay. aşık olmak bir orospuya, dünyanın en asil ve en melûn duygusu imiş.