evin içinde terlikle dolaşırım. dolaşmayana uyuz olurum.
eğer annem 8de evde olacaksın diyorsa, 8i bir dakika geçirmem.
geç kalma huyum yoktur. bu yüzden hep bekletilirim, hep beklerim.
uyuşuk mızmız insanlardan nefret ederim. ilkokulda aynı apartmanda oturduğumuz kuzenime, şu bağcıklarını biraz daha hızlı bağlayamaz mısın diyerek ağlamışlığım var.
sinirlenince hemen ağlarım, bu yüzden yüz yüze kavga edemem.
önceleri bana göre herkes iyiydi. bu fikrimi değiştirmeme yardımcı olanlara selam olsun.
okuldan çıktığımda direk eve gelemiyorum. ya ona takılıyorum ya buna.
bir keresinde 2 gün boyunca neredeyse hiç konuşmadım. 2. günün sonunda en yakın arkadaşımla bağıra çağıra, salya sümük ağlayarak kavga etmeye çalıştım. canım arkadaşımsa bana sarılıp bağırma dedi sadece sakince. o gün kendimden utandım.
ordayken burayı, burdayken orayı özleyen; yanımdayken uzağımda, uzağımdayken yanımda olmasını isteyen bir insanım.
en sevdiğim renk mavi. her şey mavi olsa keşke. masvavi.
en sevdiğim insan teyzem. sonra kardeşim. sonra annem ve babam. bunu duyanlar bana annemi babamı sevmiyormuşum gibi davranıyorlar. hepsi tuhaf.
pamuk diye bir ayıcığım var. geceleri onla uyuyorum.
3 ay öncesine kadar kedi gördüğünde yolunu değiştiren ben, 2buçuk ay boyunca bir kediyle aynı evde yaşadım. üstelik pamuk yoktu orda, ona sarılıp uyuyordum.
kızım olursa adı piraye olacak.
ilk defa böyle itiraf yaptım ve kendi kendime eğlendim.