yıllardır tartışılan konu. türkiye iran olur mu? türkiye malezya olur mu? diye sorular polemik sıkıntısı çektiğimiz günlerde imdadımıza yetişir ve tartışırız. iran da yaşanan gelişmeler örnek verilir ve bizim duruma benzetilir. evet. yaşanan gelişmeler paralellik göstermektedir.
türkiye iran olur mu?
tarih ve siyaset, matematik gibi formel bir bilim olmadığı için kesin bir şey konuşamayız; sadece yorum yapabiliriz. türkiye nin siyasi yapısı ve şartları buna müsait mi buna bakmak lazım? şimdiki siyasi konjonktür buna müsait değil. ab ve abd ye tam bağımlı bir türkiye nin iran olabileceğini zannetmiyorum. dünyayı yöneten güçlerin din ekseninde döndüğü bir gerçek. türkiyenin ab üyeliği ekonomik şartlar gibi nedenlerden dolayı olmadığı görünse de kültürel ve din faktörü yadsınamaz bir gerçek olarak önümüzde durmaktadır. abd ve ab nin de en büyük kabusu ortadoğuda güçlü bir islam devletinin kurulması olduğuna göre ekonomik bağımlılık türkiye yi dizginletir ve büyük bir rejim değişikliğini engeller.
ancak bir tehlike vardır. o da adalet ve kalkınma partisinin önlenemez yükselişi. at binenler bilir yuları biraz gevşettiğiniz zaman at hızına hız katar ve kontrol etmeniz zor olur. devamlı kendinize doğru çekmeniz atın gücünü elinize almanız gerekir. kontrolü kaybettiğiniz zaman yapabilecek bir şeyiniz kalmaz. recep tayyip erdoğan ın ortadoğudaki büyük şöhreti, one minute lerle, mavi marmara baskınıyla şöhretine şöhret katması kontrol edilmesini zorlamaktadır.
yıllardır herkesin söylediği ama sesli konuşmadığı bir gerçek vardır. "türkiye nin başkenti washington d.c" , "türkiye abd nin 49. eyaletidir." bu laflar gerçekse, bizi yönetenler abd ve ab ise;
türkiye iran olmaz.
ancak erdoğan kontrolü eline alır ve pensilvanya türkiye ye taşınırsa da bu iş maalesef gerçekleşir.