istanbul hatırası

entry107 galeri video2
    32.
  1. bu duyguyu ilk ne zaman hissetiğimi daha dün gibi hatırlıyorum. annem doğum günü hediyesi olarak bana edith nesbit'in demiryolu çocukları kitabını almıştı. okudukça kitap hiç ama hiç bitmesin istiyordum. trenleri seven ve amcamın evinden -ki tren yoluna bakardı- trenleri hayran hayran seyreden birisi olarak kendimi Roberta, Phyllist ve Peter'in arkadaşı sanırdım çevirdiğim her sayfada. ve edebiyata olan tutkum da devam etti o hediye sonrası. anladım ki sayfaların arasında beni anlayacak, aynı kafada olduğum insanlar var. biat ettim okumaya. ama bazı kitapları 2 günde bitiriyordum., bazılarını ise 2 hafta olmasına rağmen bitiremiyordum. sıkılıyordum ve başka kitaba geçiyordum. pek çok yazar okudum. pek çok da kitap elbette. ama ahmet ümit'in bu kitabını okumaya başladığım an yine o tanıdık duygu sardı bedenimi. içine çekiyordu beni cümleler. bitirdiğim her sayfa sonrası, bitirdiğim o sayfa için hayıflanıyor, kitap bitmesin istiyordum. hikayenin bir üyesiydim sanki. belki katil, belki de zanlı. kimbilir belki de elinde bir sikke ile tarihi bir eserin önünde ölü bulunacak bir maktüldüm. ya da katil ya da katillerin peşine düşecek polis. gece uykularıma girdi kitap. sayesinde yedi tepeyi atlas bir halı üstünde gezdim. hafızanın ihanetine uğrayarak unuttuklarımı pekiştirdim. bilmediğim pek çok şeyi de öğrendim. anladım ki; beyoğlu rapsodisi, bab-ı esrar derken üstad bu kez hedefi yine tam on ikiden vurmuştu. yakın dönem türk edebiyatının aşk *, ve bab-ı esrar ile birlikte kanımca en başarılı romanıdır bu. çok emek harcandığı, üzerine kafa yorulduğu, yazarken yıprattığı çok belli. ama değmiş. çünkü en son cümlenin noktasına gelene kadar soluksuz bırakan bir eser. ve geçmişten bugüne yansıdığı gibi bugünden geleceğe kalacak eşsiz bir roman. ellerine sağlık üstad ahmet ümit..
    0 ...