boku çıkan gençliktir efendim. referandumdaki tavrını beğenmediğim gençliktir. yo yo, evet çıktı diye değil. twilight gibi bilimum vampirimsi konulu kitaplarla büyüyen, oh bilmemkimin tecavüz sahnesi, yok kıvanç'ın kasları, yok gossip girl diye diye koca bir yıl geçirip bir günde ülkesini çok seven, gereğini yapan insanlarmış gibi davranmalarını kastediyorum. "amaaağn hocaağm bunlar ne işimize yarıycaaak ki", "matematiği bulan mısırlılara piramitler girsin ehehe" diyen gençliğe bu müstehaktır! anlıyorum, ülke için tedirginiz, ama sanmamak gerekir ki evet oyunu veren herkes rte'nin propagandalarına aldandı da verdi, hayır efendim. senin kaç katın kitap okuyan -üstelik twilight değil- insanlar da evet'e oyunu bastı. sen de kalkıp diyorsun ki, aziz nesin'den örnekler veriyorsun, ülkenin yüzde altmışı aptaldır diye. en azından aziz nesin'i alet etmeyin derim. özgürlük özgürlük diye bağırıp karşıdakinin fikrini hazmedememe olayını geçelim artık. bölüneceksin bu gidişle. aptal bir futbol karşılaşması için insanlar kavga ediyor lan bu ülkede! böylesine diken üstünde bir milleti de keskin çizgilerle böldüler, evetçi, hayırcı diye. olaylara tepeden bakmak gerekiyor bazen, aldanmamak gerekiyor böyle şeylere. ha, evet çıksın mı istiyordum, hayır. ama kalkıp da senin gibi düşünmeyenini aptal diye nitelendirmek oldukça çocukça geliyor. yeteri kadar iyi olamazsak, fende, matematikte, kültürde, teknolojide yani vazgeçilemeyecek kadar iyi olmazsak, birileri bize mutlaka kötü şeyler yapacaktır. karanlığa küfretme faslını geçip, bir şeyler yapmak gerek, kafalarımızı bacaklarımızın arasından alıp, olması gereken yerde, olması gereken gibi, insanca, özgürlük için, adalet için düşünmek, bu uğurda savaşmak gerek. ve korkma dostum, kan dökmen gerekmiyor bu savaşta, ter döksen birazcık yeter.
ha, böyle yapmaya devam edersen, küfrettiğin piramitlerin üzerine oturturlar adamı, benden söylemesi.