babaya hafif omuz darbeleri atmak suretiyle meydan okuma safhası gerçekleştirilen ev içi, bilemedin piknik aktivitesi. 15 yaşına gelmiş, bıyıkları terlemeye başlamış, vücundaki değişiklikleri ve yıllardır yediği çikolata, pekmezin ufak ufak kasa, kuvvete dönüştüğünü anlamaya başlayan delikanlı adayının bir nevi kaşıntısının doruk yaptığı zamanlara tesadüf eder. ufak sataşmalar babanın da olaya katılımıyla, direk bir müsabakaya dönüşür. baba üstünü çıkarır, fanilası adeta onun güreş mayosudur. annenin figanları müsabakanın başlangıç düdüğü gibidir, zaten maç boyunca hakem gibi etrafınızda dolanacak, çok büyük ihtimalle yanlı bir yönetimle sizi destekleyecek, "yavaş kırıcan çocugun belini" gibi sözlerle rakibinize ihtarlar verecektir. derken hengame başlar, gençlik enerjisini hayvanca harcama, taktiksiz saldırma eylemleri en genel hatalardır, yapılması gereken pederin yaşından yararlanıp, aşamalı olarak yavaş yavaş yorup sonuca gitmektir, ama bunları o yaşta düşünmek oldukça zordur. maç sonu yapılan ayağa bastın, çükümü sıktın gibi çamura yatmalar çoğu kez sonuç vermez mağlubiyet kabul edilmelidir. maçlar halıya sürtmekten yanmış dirsek, diz yaraları, kaburga zedelenmeleri hatta bazen göz morarmalarıyla son bulur. ama herşeye rağmen tadına doyulmayan, yıllar sonra hayvan gibi özlenen olaylardır. yenilsenizde yenildiğiniz rakip, ömür boyu en büyük kahramanınız olan babanızıdır, hala güçlüdür, ayaktadır. asıl üzüntü gün gelip yaşlandığında, eskiden bir yeriniz incinmesin diye adeta diken üstünde güreşen babanıza, aynı şefkati sizin göstermeye başladığınızda kendini gösterecektir. o vakit güreş müsabakalarında yerinizi dedesiyle güreşmesi için oğlunuza bırakmanız gereken gündür..